| Ama elinde orta menzilli nükleer füzeler vardı. | Open Subtitles | ولكنه كان يملك بالفعل صواريخ نووية متوسطة المدى |
| ...ve o da "Bunlar nükleer füzeler" diye yanıtladı. | Open Subtitles | ' 'وأجاب، 'إنها صواريخ نووية |
| O Amerikalılar'a üs imkanı verirken, nükleer füzeler bizim dibimizdeler. | Open Subtitles | بينما يسمح للأمريكيين لنصب الصواريخ النووية هنا في باحتنا الخلفية |
| Soğuk Savaş, orta ölçekli nükleer füzeler hakkındaki INF müzakereleri, Sovyetler Birliği ve ABD arasında Angola veya Afganistan'daki | TED | كنت منبهرا بالحرب الباردة، بالمفاوضات حول الصواريخ النووية متوسطة المدى، الحرب التفاوضية بين الاتحاد السوڤياتي و الولايات المتحدة. |
| U-2 casus uçaklarımız, Rusların Küba'ya nükleer füzeler yerleştirdiğini doğruladı. | Open Subtitles | طائرات (يو-2) للتجسس رصدت قيام الروس بوضع صواريخ نووية هجومية في كوبا |
| - nükleer füzeler. - McNally en yüksek yetkiye sahip. | Open Subtitles | إنه أسوأ يا (بار) صواريخ نووية |
| Nankör yabancılara yardım için bir halta yaramaz nükleer füzeler için adı sanı bilinmeyen askerlere mezar yapmak için. | Open Subtitles | لمساعدة الأجانب الجاحدين... الصواريخ النووية العاطلة... إنشاء قبر لجندي مجهول |
| nükleer füzeler hizmetinizde. | Open Subtitles | الصواريخ النووية في الأمر الخاص. |
| O nükleer füzeler, onlar silolarında duruyorlar. | Open Subtitles | تلك الصواريخ النووية ؟ |
| Bunu yapamazsınız. nükleer füzeler geminin dış yüzeyini çizmez bile. Bırakın Sontaranlarla konuşayım. | Open Subtitles | الصواريخ النووية لن تخدش السطح حتى دعني أتحدث مع (السونتارنز) |
| Tüm nükleer füzeler fırlatılmaya hazırlanıyor. | Open Subtitles | الصواريخ النووية تستعد للإطلاق! |