| Yani, bebeklerdeki yapışıklığı ayırma işlemi bile nadir görülür. Ama yetişkinlerdeki yapışıklık... | Open Subtitles | أقصد , فصل توأم متصل صغار شئ نادر ماذا عن بالغين متصلين؟ |
| Gerçek dehşet, muazzam ve görkemli bir şey karşısındaki merak ve önemsizlik duygusu, çok nadir görülür hayatımızda. | TED | الذهول الحقيقي، الشعور بالدهشة والتفاهة أمام شيء عملاق وهائل، هو أمر نادر في حياتنا. |
| Çok nadir görülür. Yapbozun parçaları gibiyiz, anlıyor musun? | Open Subtitles | إنه نادر جدا ، كما لو أننا كنا نحل ألغاز الصور المقطعة. |
| Çok nadir görülür ve beyinde birçok tümör oluşmasına neden olur. | Open Subtitles | حالة نادرة جداً وتسبب أورام متعددة في الدماغ. |
| Tek kişilik kazalarda el kırılabilir ama ciddi yaralanmalar çok nadir görülür. | Open Subtitles | باصطدام واحد تستطيع أن تكسر يدا لكن الإصابات الخطيرة نادرة جدا |
| Çok nadir görülür. Ama belki melezler arasında pek de değildir. | Open Subtitles | هذا نادرٌ حقاً، لكنّه ربّما ليس نادر الحدوث بين الهجائن. |
| - Virüs mü? - Lampington hastalığı olabileceğini düşünüyorum. Çok nadir görülür ve çoğu durumda zararsızdır. | Open Subtitles | أعتقد أنه مرض عادي إنه نادر و غير مؤذي في معظم الحالات |
| Çok nadir görülür ama tüm semptomları uyuyor. | Open Subtitles | إنه نادر حتى بمقاييسنا لكنه يناسب أعراضها |
| İstersen ılımlı olabilirsin fakat böylesine üzerine odaklanılmış bir hırs reklamcılıkta nadir görülür. | Open Subtitles | لكن هذا النوع من الطموح المركَّز نادر في مجال الإعلانات |
| Ailelerin at sahibi olması nadir görülür. Sen ne diyorsun? | Open Subtitles | هذا شيء نادر بالنسبة لأغلب العائلات في البلدة، ألا تظن ذلك؟ |
| Yamyamlık Kutup Ayılarında oldukça nadir görülür. | Open Subtitles | أكل لحم جنسهم أمر نادر الحدوث بين الدببة القطبية |
| Böbrek bağışı sırasında, ölüm son derece nadir görülür. | Open Subtitles | والموت نتيجة التبرع بالكلية نادر للغاية. |
| Gerçek başkalaşma oldukça nadir görülür. | Open Subtitles | إنه أمر نادر جدا رؤية مرحلة التحول الفعلية |
| Üstelik eşcinsel de değil. Bu çok nadir görülür. | Open Subtitles | كما انه ليس بمخنث و ذلك أمر نادر |
| Bir şeyi geri almamız çok nadir görülür. Çok nadir. | Open Subtitles | من النادر أن نستعيد اي شيء نادر جداً |
| Sen uyanık ve kurnazsın nadir görülür. | Open Subtitles | كلاكما داهيتان وماكران إنّه لأمر نادر |
| Bu oldukça nadir görülür. | Open Subtitles | والمرحلة الأخيرة هي الأجنحة العملاقة وهي نادرة للغاية |
| Burada büyük balıklar nadir görülür. | Open Subtitles | الأسماك الكبيرة نادرة الوجود هنا |
| Paraneoplastik sendrom 15'li yaşlarda nadir görülür. | Open Subtitles | متلازمة التنشؤ الورمي نادرة بسن الـ15 |
| Aithusa. Beyaz bir ejderha çok nadir görülür. | Open Subtitles | "ايثوسا" ...التنين الأبيضُ هو بالفعلِ شئ نادرٌ |