| Nassir Hejazi'den konuşmanın vakti geldi. | Open Subtitles | انه الوقت للحديث عن ناصر حجازي |
| Birinci hasta Sayid Nassir de değildi Henry Burns de. | Open Subtitles | المريض الحامل للفيروس لم يكن (سعيد ناصر) أو (هنري بيرنز) |
| Şu hayatta seni tanımakla gurur duyuyorum, Nassir. | Open Subtitles | لقد تشرفت بمعرفتك فى هذه الحياة يا (ناصر) |
| Doktor Nassir, kendiliğinden yanma fenomeni üzerinde bir araştırma yaptı. | Open Subtitles | الدكتور (ناصير) لقد أجرى دراسة عن إحتراق الناس عشوائياً |
| Komşunuz Brian Nassir ile bir sorununuzun olduğunu algılıyorum. | Open Subtitles | أفهم بأن لديك مشكلة مع الجار، (برايان نصير). |
| Sayid Nassir'in cesedini incelemeye devam ediyorum. 22 yaşında. | Open Subtitles | متابعة وفاة (سعيد ناصر) ذو الـ22 ربيعًا. |
| Ulusal Güvenlik'teki adamın Suriye'nin Sayid Nassir'i reddettiğini söyledi. | Open Subtitles | رجالي في موطن المنشأ قالو لي بأن (سوريا) نفَت أي معرفَة بـ( سعيد ناصر). |
| Bay Nassir'in vücudu uzun süre virüsle savaştı. | Open Subtitles | مناعَة السيّد (ناصر) ببساطة حاربَت لأطول وقت مُمكن. |
| Suriye vatandaşı olan Sayid Nassir, birinci hasta değildi. | Open Subtitles | المواطن السوريّ، (سعيد ناصر)، لم يكن المريض الحامل للفيروس. |
| İşin doğrusu, Bay Nassir masum bir kurbandan başkası değildi. | Open Subtitles | في الواقع، السيد (ناصر) لم يكن سوى ضحيّةً بريئة. |
| Suriye vatandaşı olan Sayid Nassir birinci hasta değildi. | Open Subtitles | المواطن السوريّ، (سعيد ناصر)، لم يكن المريض الحامل للفيروس. |
| Sadakatinden şüphem yok, Nassir. | Open Subtitles | أنا لا أشكك فى إخلاصك يا (ناصر) |
| SİS'e göre, Sayid Nassir olarak bildiğimiz kişinin evinde yaşayanlar ilk belirtileri göstermeye başladı. | Open Subtitles | وفقًا لبيَان التأثير البيئي، العديد من هُم داخل منزل (الرجُل المعروف الأن بإسم (سعيد ناصر بدأت تظهر الأعراض بشَكل مُبكر. |
| Dün yaklaşık olarak 16:30'da Sayid Nassir, İlk Hasta olduğuna inanılan adam Atlanta Merkez Hastanesi'nde öldü. | Open Subtitles | في حَوالي الساعه الرابعَه والنصِف من مسَاء أمَس، (سعيد ناصر)، الرجُل الذي يُعتَقد بأنّه المريض الأول، تُوفي في (مُستشفى وسَط أتلانتا). |
| Ne yazık ki, Nassir'i tedavi eden doktor başka bir adamla birlikte bir süre sonra öldü. | Open Subtitles | بفاجعَة، الطبيبَة التي تعامَلت مع (ناصر) تُوفيت بعَد وقت قصير من ذلك، جنبًا إلى جنَب مع رجُل آخَر كان هو أيضًا في المُستشفى. |
| Ona Sayid Nassir'in de virüse maruz kalanlardan olabileceğini söylediğim zaman benden... | Open Subtitles | عندما قلت إسم (سعيد ناصر) بأنّه شخصًا قد تعرّض للفيروس، قامت... |
| Sayid Nassir'le mi? | Open Subtitles | سعيد ناصر)؟ ) |
| Afedersiniz. Doktor Nassir'le konuşmam gerek. | Open Subtitles | عفوا، أحتاج للتحدث مع الدكتور (ناصير) |
| Soktor Nassir. Beyin cerrahisi. | Open Subtitles | الدكتور (ناصير)، جراح أعصاب |
| Brian Nassir soldaki birinci ve ikinci azı dişlerinde köprüsü olan biri. | Open Subtitles | (برايان نصير) كان لديه جسر أسنان على الأول والثاني |
| Eğer Brian Nassir olmasaydı hâlâ benim cesedim parçalarını arıyor olurlardı. | Open Subtitles | إذا لم تكن لـ (برايان نصير)، لربما ما زالوا يبحثون عن أجزاء جسمي. |