| Sıradan bir hizmetkâr olmama rağmen bana karşı nazik biri olacaktınız. | Open Subtitles | قمت بعمل شيئ عطوف لي حتى مع معرفتك اني فقط خادمة |
| Brigette, eğer tatlı ve nazik biri olsaydım bunların hiçbiri yaşanmazdı. | Open Subtitles | اذا كُنت عطوف ولطيف يا (بريجيت), لَم يحدث اياً من هذا. |
| Senin gibi nazik biri bile vahşileşebilir. | Open Subtitles | وحتى شخص لطيف مثلك يمكن أن تتحول العنيف. |
| Şu konserveli çocuk çok nazik biri. Sivil hayatta işleri tıkırında biri herhalde. | Open Subtitles | شخص لطيف , رجل الطرود هذا هل هو ثرى ؟ |
| Çok nazik biri. Bize yardım etmek istiyor. | Open Subtitles | وكان كريماً جداً ويريد مساعدتنا. |
| Çok nazik biri. Bize yardım etmek istiyor. | Open Subtitles | وكان كريماً جداً ويريد مساعدتنا. |
| Ray koruyucu, nazik biri. | Open Subtitles | (راي) وقائي و عطوف |
| Hapisteyken ziyaretime gelecek kadar nazik biri. | Open Subtitles | إنه شخص لطيف للمجيء لزيارتي في السجن |
| nazik biri olduğu için... | Open Subtitles | بما أنه شخص لطيف... |