"neden değil" - Translation from Turkish to Arabic

• ليس سببا
• ليس سبباً
• ليس سبب
• ليس ماذا

Ama bence bu birini öldürmek için neden değil.
لكن عليّ القول، لا يزال ليس سببا ً لقتل احدهم

Ama bu polise gitmem için neden değil.
لكن هذا ليس سببا لعدم ذهابي إلى الشرطة

Ama bu boşanmak için bir neden değil, öyle değil mi?
إن هذا ليس سببا كافيا لطلب الطلاق ..

Bu onlara hareket çekmen için yeterli bir neden değil.
هذا ليس سبباً كي ترفع بوجهه اصبعا ثلاثية

İntikamsa nedenin iyi bir neden değil bu, güven bana.
لإن إن كان هذا للإنتقام فهذا ليس سبباً جيداً ثقي بي

Babamın gelip bizimle yaşamasından gerçekten mutluluk duyardım ama bu yeteri kadar iyi bir neden değil.
أعني, سيجعلني سعيدة جدا لكون أبي يعيش معنا لكن ذلك ليس سبب كافي

Evlenmek için neden değil.
ليس سببا للزواج

Yatakta kalmana neden değil.
هذا ليس سببا للبقاء في السرير

Nüfuz etme kelimesini kullanmak için yeterince iyi bir neden değil.
ليس سببا قويا و كافيا لتستخدمي كلمة ( يخترقونا )"

Bu birlikte kalmak için bir neden değil.
ذلك ليس سببا للبقاء معا

- Bu maymun yatırım için bir neden değil.
هذا ليس سببا للإستثمار في قرد

- Bu bir neden değil.
هذا ليس سببا.

Tabii ki var ama olması içeri girmen için bir neden değil.
بالتأكيد. ولكن هذا ليس سبباً لدخولك إلى هناك

Bu, gözden düşmemesi için bir neden değil.
هذا ليس سبباً كافياً للعفو عنه

Komplo için bir neden değil bu!
هذا ليس سبباً لكي تلفق التهمة لوالدك

Evet ama bu onların benim oraya yeni biri getirmemi istememeleri için bir neden değil.
أجل، لكن ذلك ليس سبباً له و (جيني) ليفكرا أنني لا استطيع إيجاد أحد آخر لأخذه

- Hayır, bir neden değil.
- بلى، إنه ليس سبباً.

Bu, bir çocuğu atmak için yeterli bir neden değil!
ذلك ليس سبب مقنع للتخلي عن الطفلة

Bu birini öldürmek için bir neden değil.
هذا ليس سبب لقتل أحداً ما