| Benim çok iyi bir nedenim var. Son kez deprem olduğunda ölmüştüm! | Open Subtitles | لدي سبب وجيه للقلق، المرة الأخيرة التي وقع فيها زلزال توفيت |
| Ne dusundugun sikimde bile degil! Yuzbasi, kendi gizli adaminin Queenan'i oldurdugunu dusunmek icin nedenim var. | Open Subtitles | لدي سبب لأعتقد أن كوينان قتله الشرطي المتخفي |
| Pozitif biri olduğumu düşünmüyorum ama işlerin yoluna gireceğine inanmam için iyi bir nedenim var. | Open Subtitles | أظن أني لست متفائلًا ولكن لدي سبب جيد لأؤمن أننا سنكون بخير |
| Şu anda, beş milyona sahip olmak için iyi bir nedenim var. | Open Subtitles | أسمعوا, لدى سبب وجيه لأحصل على خمسة ملايين الآن. |
| Birkaç senedir gitmedim, ama şimdi gitmek için bir nedenim var. | Open Subtitles | لم أذهب منذ بضعة سنين، ولكن الآن لديّ سبب يجعلني أذهب |
| Kaçırıldığıma inanma nedenim var ..çünkü bu bilgileri açığa çıkarabilirim. | Open Subtitles | لدي أسباب لأعتقد أنه تم خطفي لأمنع من كشف هذه المعلومات |
| Şimdi, bunu tekrarlamak için bir nedenim var. | Open Subtitles | حسناً ، الآن لدي سبب لكي أفعل هذا مرةً أخرى |
| Çok iyi bir nedenim var, çünkü Solomon Adaları'nın bir bölümünde yaşayan bir Kiribati halkımız var, fakat aslında bu insanlar 1960'larda Phoenix Adaları'ndan gelmişlerdi. | TED | كان لدي سبب وجيه، لأنه لدينا مجتمع من الكيريباتيين يعيشون في هذا الجزء من جزر سليمان، والواقع، أنهم كانوا مجتمعاً أعيد توطينهم هناك من جزر فينكس، في الستينيات. |
| Kızmadın değil mi? Görüşmemek için çok iyi bir nedenim var. | Open Subtitles | انت لست غاضبا لدي سبب وجيه لعدم رؤيتك |
| Bayan Wheeler'in kocasını öldürdüğüne inanmam için çok iyi nedenim var. | Open Subtitles | لدي سبب قوي يخبرني بأنها قتلت زوجها |
| Benim kısacık hayatımın onun hayatıyla karşılaştırılması küstahlık olur ancak öyle bir nedenim var ki, kendisi bunu sorun etmeyecektir. Şey, yarın doğum günüm. | Open Subtitles | ...أعلم أنه أمر مبكر بمقارنتي حياتي الصغيرة بحياتها لدي سبب جيد يجعلني أؤمن بأنها لن تمانع ذلك إذاً، عيد ميلادي غداً |
| Başka bir, bencil nedenim var. | Open Subtitles | لم يكن لدي سبب آخر سوى أنانيتي |
| Unutma ki onlardan nefret etmek için benim de en az senin kadar nedenim var. | Open Subtitles | لاتنسى، أن لدي سبب لكرههم بقدر ماتكرههم |
| - İkincisi, iyi bir nedenim var. | Open Subtitles | و ثانيا انا لدى سبب قوى لوجودى هنا |
| Karımı öldürmek için çok iyi bir nedenim var. | Open Subtitles | انا لدى سبب جيد لقتل زوجتى |
| - Şimdi bir nedenim var. - Ders vermeme izin ver. | Open Subtitles | الآن لدى سبب - إعفنى من المحاضرة - |
| -Çünkü yürümüyor. -Bu seferki için bir nedenim var. -Güven bana | Open Subtitles | لأنها الحقيقة، بأية حال لديّ سبب وجيه لقول ذلك، صدقيني |
| Ama biraz yardıma ihtiyacınız olduğuna inanmak için nedenim var. | Open Subtitles | لكن لديّ سبب للإعتقاد أنّك قد تحتاج لبعض المُساعدة. |
| Birinin sınavın cevap anahtarını çaldığına inanmak için iyi bir nedenim var. | Open Subtitles | لديّ سبب جيد لأصدق أن أحدهم سرق نموذج إجابة الامتحان |
| Bu ülkenin her şeyinden nefret etmek için iyi bir nedenim var. | Open Subtitles | لدي أسباب مقنعة جدا لكره كل جانب في هذه الدولة |
| Ama bugün bahsetmek için nedenim var. | Open Subtitles | ..ولكن اليوم لدي أسباب تدفعني للتحدث (اجلسي يا (ايدا |