| Saldırı mıydı, nefsi müdafaa mı bilemiyoruz. | Open Subtitles | لا ندري فقط إن كان إعتداءً أو دفاعاً عن النفس |
| Senin peşinden geldiğini ve nefsi müdafaa olduğunu söyleriz. | Open Subtitles | يمكننا أن نقول أنها هاجمتك، وأنه كان دفاعاً عن النفس. |
| Kızın o andan itibaren yaptığı her şeyin nefsi müdafaa olduğu anlamına gelebilir. | Open Subtitles | مما قد يعني أن كل ما فعلته بعد ذلك كان دفاع عن النفس |
| Sonra geliş ya da gidiş her halükarda nefsi müdafaa olur. | Open Subtitles | ومن ثمّ سواءً كنتَ قادمًا أو ذاهبًا، فهو دفاع عن النفس. |
| Aleni bir şekilde nefsi müdafaa olur. | Open Subtitles | وهذا هو الحال النظيفة في الدفاع عن النفس. |
| Evet ama öğle yemeği için değil, nefsi müdafaa için. | Open Subtitles | كان هذا دفاعاً عن النفس وليس لأجل الغداء |
| Bu, sana nefsi müdafaa gibi mi geliyor? | Open Subtitles | هل يبدو هذا دفاعاً عن النفس من وجهة نظرك؟ |
| Onlara bunun nefsi müdafaa olduğunu söylemek istiyorum. | Open Subtitles | أريد أن أخبرهم بأنه كان دفاعاً عن النفس. |
| Benim Card'a ateş etmem nefsi müdafaa değildi. | Open Subtitles | عندما اطلقت على كارد لم تكن دفاعاً عن النفس |
| Annem onu yakaladı, Tommy de annemin peşini bırakmadı. Annem de ona vurdu. nefsi müdafaa yaptı. | Open Subtitles | كان يجب عليها الدفاع كان دفاعاً عن النفس |
| Evet, ama anlattığına göre, nefsi müdafaa gibi görünüyor. | Open Subtitles | نعم, ولكن بالطريقة التي قلتيها بدا وكأنه دفاع عن النفس |
| nefsi müdafaa ile 6 yılla kurtarabilirsin. | Open Subtitles | سنقول أنه دفاع عن النفس يمكن أن يحكم عليك ب6 سنوات فقط. |
| Ona gelince, onunki nefsi müdafaa. | Open Subtitles | لكن بالنسبة لها , إنه دفاع عن النفس قيده |
| Bunu söylemek bana düşmez ama savcı nefsi müdafaa durumunda genelde dava açmaz. | Open Subtitles | هذا ليس مكاني للقول لكن المحامي العام سوف يرافع على قضية دفاع عن النفس |
| Savcı, cinayete teşebbüs der ama avukatın nefsi müdafaa. | Open Subtitles | القاضي سيعتبرها محاولة قتل. محاميك سيعتبرها دفاع عن النفس. |
| Boks yapmasaydı, nefsi müdafaa sayılırdı. | Open Subtitles | لو لم يستعمل الملاكمة كان يمكن أن يكون الدفاع عن النفس |
| nefsi müdafaa diyip anlaşma yaparız ve 3 yılda çıkarsın. | Open Subtitles | نطالب يحق الدفاع عن النفس, و ندعي حجة ما و تخرجين من السجن في غضون ثلاثة سنوات |
| Ve eğer silah bulunursa, o zaman bu nefsi müdafaa olduğunu ispatlar. | Open Subtitles | و لو عُثر على السلاح سيكون من السهل أن نبرهن بأن وضعه كان الدفاع عن النفس |
| nefsi müdafaa idi. Haydi, çağır polisi. | Open Subtitles | هذا كان دفاع عن النّفس حسنا اتصللى بالشرطة |
| Polly'nin ölümü de nefsi müdafaa olarak görüldü, yani cinayetlerden aklandın. | Open Subtitles | وسجل مقتل " بولي " كدفاع عن النفس أنت سليمة من الجرائم |
| - Hepimiz nefsi müdafaa olduğunu biliyoruz. | Open Subtitles | إننا جميعًا نعلم بأنه كان دفاعًا عن النفس. |
| nefsi müdafaa idi. | Open Subtitles | لقد كان دفاعآ عن النفس |
| Tabii ya, nefsi müdafaa. | Open Subtitles | الدفاع عن النّفس. أوه، نعم، دفاع عن النّفس. |
| Oğlum eğitimli bir denizciydi, fakat Chad, nefsi müdafaa olmadığı sürece asla kimseyi incitmezdi. | Open Subtitles | ابنى كان مارين مدرب ولكن تشاد لم يكن ليؤذى أحدا قط ما لم يكن يدافع عن نفسه |
| Yumurta kapıya dayandığında, sen ya da onlar durumu yaşandığında insanın kanında var doğamız böyle, nefsi müdafaa. | Open Subtitles | عندما يتعلق الأمر بهذا، عندما يتعلق بك أو بهم، كنوع، في حمضنا النووي، في طبيعتنا، لأختيار الحفاظ على الذات. |
| Yumurta kapıya dayandığında, sen ya da onlar durumu yaşandığında insanın kanında var doğamız böyle, nefsi müdafaa. | Open Subtitles | كفصيلة، توجد فى حمضنا النووي في طبيعتنا، لأختيار حفظ الذات. |
| Üstüne üstlük nefsi müdafaa için yaptığım büyüleri de kaldırmamı istiyorsun. | Open Subtitles | وتطلب مني أن أزيل التعويذات التي ألقيتها عليهم دفاعا عن النفس. |