| Ben de olmayan Wilhelmina pullarının neredeyse hepsi var. | Open Subtitles | تقريبا كل طوابع الملكة ويلهيلمينا التي ليست عندي |
| - Bu adamların neredeyse hepsi bir defa vuruldu. | Open Subtitles | تقريبا كل جندي من هؤلاء اصيب لمره واحده |
| Cinayetlerin neredeyse hepsi orada oldu. | Open Subtitles | تقريبا كل حالات القتل حدثت هناك |
| neredeyse hepsi ya şirket başkanlarından ya da ünlü politikacılardan geliyor. | Open Subtitles | أغلبها مُرسلَة من طرف رؤساء شركات أو سياسيين مشهورين |
| neredeyse hepsi oldukça ilgili ve samimi vatandaşlardı. | Open Subtitles | أغلبها من مواطنين مهتمين حقاً بالقضية |
| 750'yi aşkın motosiklet sürücüsünün neredeyse hepsi, son yarışta başarısızlığa mahkum oldu. | Open Subtitles | كلهم شجعان، كلهم سريعون و تقريبا كلهم قدر لهم الفشل في التحدي النهائي |
| neredeyse hepsi yaşadı da. | Open Subtitles | تقريبا كل من 'م على قيد الحياة. |
| neredeyse hepsi insanlara karşı. | Open Subtitles | أغلبها ضد البشريين |
| Şimdi neredeyse hepsi öldü. | Open Subtitles | تقريبا كلهم ماتوا |
| neredeyse hepsi sıyırmıştı. | Open Subtitles | تقريبا كلهم مخبولين. |