| Harika. Nicos. Bütün klişeleri saydın. | Open Subtitles | رائع, (نيكوس), يبدو أنك قريبة من واقع الحال |
| Luce, gitmemiz lazım. Nicos'nun mesaisi bitmek üzere. | Open Subtitles | (لوسي), علينا أن نذهب, سينتهي (نيكوس) قريباً, و لا أريد أن أخسره |
| Yani, denklemden Nicos faktörünü kaldırırsak, mantıksal olarak diyorum o kadar beklememizin bir anlamı kalmıyor. | Open Subtitles | أعني, حالما يخرج (نيكوس) من هذه المعادلة, و تفكرين, كما قلت, بمنطقية لن يكون هناك أي معنى من الإنتظار طويلاً |
| Hakikatten Nicos adında, garsonluk yapan Yunan bir sevgilim var. | Open Subtitles | فعشيقي صدقاً جرسون يوناني يدعى (نيكوس) |
| - Hayır. Nicos'la beraberdik. | Open Subtitles | -كلا, بل كان (نيكوس) مفرطاً البارحة |
| - Bence Nicos senin için doğru kişi değil. | Open Subtitles | -لست متأكداً إن كان (نيكوس) مناسب لك |
| Nicos ile beraber olmadığım sürece, tabii ki. | Open Subtitles | طالما لم تربطني علاقة مع (نيكوس), طبعاً |
| Yarım saate Nicos ile buluşacağım. | Open Subtitles | حسناً, سأقابل (نيكوس) بعد نصف ساعة |
| Bu kaltak senin adını nereden biliyor, Nicos? | Open Subtitles | كيف عرفت إسمك بحق الجحيم, (نيكوس)؟ |
| Nicos'un gemi bileti bendeydi. | Open Subtitles | لدي تذكرة (نيكوس) لحفلة الباخرة |
| Hayır. Nicos, muhteşem Yunan götvereni. | Open Subtitles | كلا, (نيكوس) اليوناني الوغد الأحمق |
| Nicos? | Open Subtitles | (نيكوس)؟ |