| Ama kötü bir niyetim yoktu. Gerçekten. | Open Subtitles | نعم يا سيدي، لكنني لم أقصد ضرراً، بأمانة |
| Seni incitmek gibi bir niyetim yoktu, bilirsin kıyamam sana. | Open Subtitles | لم أقصد أن أؤذيكِ، أنتِ تعلمين أني لم أقصد |
| Georgianna ile aranızı bozmak gibi bir niyetim yoktu. | Open Subtitles | أنا لم أقصد أن أعبث فيما بينك وبين جورجيانا |
| Çok enteresan, çünkü 20 dakika önce ofisinde olmak gibi bir niyetim yoktu. | Open Subtitles | هذا غريب لأنني لم أكن أنوي الذهاب إليه منذ ثلث ساعة |
| Uygunsuz bir şey yapma niyetim yoktu. Sadece yardımcı olmaya çalışıyordum. | Open Subtitles | لم اقصد ان افعل اي شيء غير لائق كنت احاول المساعدة فقط |
| Georgianna ile aranızı bozmak gibi bir niyetim yoktu. | Open Subtitles | أنا لم أقصد أن أعبث فيما بينك وبين جورجيانا |
| Son konuşmamızda, kötü bir niyetim yoktu. | Open Subtitles | عندما تكلمنا آخر مرة, أنا لم أقصد الإساءة |
| Geçen gece seni de yakalatmak gibi bir niyetim yoktu. | Open Subtitles | أسمع، أنا لم أقصد أن يتم القبض عليكَ في تلك الليلة |
| Kötü bir niyetim yoktu. Uzun zamandır içerideyim ve pek kadın yoktu. | Open Subtitles | لم أقصد الإساءة، ولكنني تم حجزي لمدة طويلة |
| Sınırları aşmak ya da işimi yapmamak gibi bir niyetim yoktu. | Open Subtitles | لم أقصد أن أتعدى أي حدود أو ألا أفعل عملي |
| Saygısızlık etmek gibi bir niyetim yoktu Yüce Kral. | Open Subtitles | لم أقصد عدم الأحترام ، أيها الملك العظيم |
| Kötü bir niyetim yoktu. Şakaydı. | Open Subtitles | إننى لم أقصد الإساءة لقد كانت مجرد مزحة |
| Kötü bir niyetim yoktu. Bahis oynadığımı sandığın için mi paramı hazır tutuyordun? | Open Subtitles | .أنا آسف "نيكي" ,لم أقصد ذلك- لهذا السبب كانت معك,لأنك ظننت أنني سأراهن بها |
| Çok enteresan, çünkü 20 dakika önce ofisinde olmak gibi bir niyetim yoktu. | Open Subtitles | هذا غريب لأنني لم أكن أنوي الذهاب إليه منذ ثلث ساعة |
| Üzgünüm sevgilim. Seni üzmek gibi bir niyetim yoktu. | Open Subtitles | آسف ، عزيزتي لم أكن أنوي إغصابكِ نهائياً |
| Ama sana yemin ederim baba asla o şeyi satmak gibi bir niyetim yoktu. | Open Subtitles | ولكن أقسم لك يا أبي، لم أكن أنوي أبداً المساعدة في بيع هذه المخدرات |
| Affedersiniz, Bayan Martha. Kötü bir niyetim yoktu. | Open Subtitles | اسفه , سيده مارتا انا لم اقصد شيئا |
| Senin davana karışmak gibi bir niyetim yoktu. | Open Subtitles | لم تكن نيتي الوقوف على قضيتك حسناً ؟ |
| Öyle bir niyetim yoktu. Sadece arkadaşlar birbirine yardım eder. | Open Subtitles | حسناً أنا لم أعني ذلك بتلك الطريقة هذه مجرد مساعدة من صديق لآخر |
| En başından beri ödemeye niyetim yoktu. | Open Subtitles | لم يكن لدي نية للسداد من البداية |
| Bu sorumluluğu sana bırakmak gibi bir niyetim yoktu. | Open Subtitles | لم يكن في نيتي أبدا أن أثقل كاهلك بهذه المسؤولية. |
| O'na herhangi bir suç işlemek için yardım etme niyetim yoktu. | Open Subtitles | لم يكن لدي أية نية لمساعدته على ارتكاب أية جرائم. |
| Anahtarlarını yanımda tutmak gibi bir niyetim yoktu ama bununla birlikte minyatür bana ait. | Open Subtitles | ليس لدي أي نية بالإحتفاظ بمفاتيحك ولكن القلادة، أياً كانت ملك لي. |
| Cidden, annemin ayarladığı bir randevuya gitmek gibi bir niyetim yoktu. | Open Subtitles | حقا، لم أنوي الخروج في موعد قد حضّـرته أمي لـي |
| Hayatını daha da karmaşık hale getirmek gibi bir niyetim yoktu. | Open Subtitles | لم أكن أحاول جعل حياتها أكثر تعقيدا. |