| Norland Yolu'nun ordaki karakola müsait olduğu bir vakitte uğrasın. | Open Subtitles | ثم يذهب لمركز الشرطة على طريق نورلاند باسرع وقت ممكن |
| Vasiyetnamemde göreceğin gibi, Norland arazisi iki ailem arasında bölemeyeceğim bir vaziyette. | Open Subtitles | سوف ترى في وصيتي أن أرض نورلاند تُركت لي بشكل يمنعني من تقسيمها بين عائلتيّ الاثنتين |
| Bu yüzden Norland'ın tamamı, kanunen senin. | Open Subtitles | إذاً، وفقاً للقانون، نورلاند بكاملها تصبح ملكاً لك |
| Manzarası eşsiz ve Norland'ı bütün güzelliği ile görmesini istiyorum. | Open Subtitles | المنظر لا يمكن مقارنته مع اي منظر آخر، وكنت اتمنى أن يرى نورلاند بأجمل حلتها |
| Edward'ı Norland'a davet etmiş olduğunuz için çok mutluyuz. | Open Subtitles | نحن مسرورين جداً أنك دعيتِ أدوارد إلى نورلاند |
| Kız kardeşimin Norland' ı kendi zevkine göre düzenlemesi size acı veriyor olmalı. | Open Subtitles | لابد أنه يؤلمك رؤية أختي تجديد نورلاند على ذوقها |
| Bence Elinor ve Edward' ın arasında neler olacağını görmeden Norland' dan ayrılmamalıyız. | Open Subtitles | لا أظن أن علينا مغادرة نورلاند حتى نرى كيف ستسير الأمور بين إدوارد و إلينور |
| O zaman sen oraya gitmelisin, Fanny yenge. Ve biz burada Norland' da kalırız. | Open Subtitles | إذن إذهبي للعيش هنالك فاني و سنبقى هنا في نورلاند |
| Ben Norland Polis Karakolu'ndan Çavuş Cawood. | Open Subtitles | انا الرقيب كاوود من مركز شرطة طريق نورلاند |
| İkisi de Norland' dan daha küçük Elinor. | Open Subtitles | حسناً ,كلاهما أصغر من نورلاند ,إلينور |
| Büyükelçi Norland'ın Elçiliğe yapılan saldırıda öldüğünü... üzülerek bildiririm. | Open Subtitles | يؤسفني أن أخبركم أن السفير(نورلاند) قد قتل أثناء الهجوم على السفاره |
| Büyükelçi Norland, bu kırılgan demokrasinin yıkılmasına izin vermeyeceğini söylemişti. | Open Subtitles | السفير(نورلاند)طلب دعم الديموقراطيه الناشئه هنا.. |
| Planlarını bozmak hiç hoşuma gitmiyor Keenan... ama Norland öldü. | Open Subtitles | لا أريد أن أقلل من قدراتك يا(كينان).. لكن (نورلاند)مات.. |
| Norland Park, sonunda bizim. | Open Subtitles | نورلاند بارك ملكنا أخيراً |
| Eğer seni Norland Karakolu'nun oralarda görürse canına okur. | Open Subtitles | ،ولو قال بأنكِ داخل مركز طريق(نورلاند)خلال ذلك الوقت .سيركل مؤخرتكِ إلى السلالم |
| Büyükelçi Norland lütfen. | Open Subtitles | أوصلني بالسفير(نورلاند).. من فضلك |
| George Norland gitti, yerine Orman Kaçkını George geldi. | Open Subtitles | من(جورج نورلاند)إلى(جورج ملك الغابه) |
| Büyükelçi Norland sizi çok methetti. | Open Subtitles | السفير(نورلاند)يتكلم عنك بفخر |
| Dayan Norland. | Open Subtitles | اللعنه.. (نورلاند) |
| Gertrude Norland. | Open Subtitles | (جيرنرود نورلاند ) لقد كانت |