| 2 enjeksiyon da verdikten sonra bile... nabzın halen normal değil. | Open Subtitles | نبضك ليس طبيعي ، حتى بعد حقنتين |
| Dişlerini daha fazla fırçalamalısın çünkü bu hiç normal değil. | Open Subtitles | يجب عليك يا رجل أن تغسل أسنانك أكثر لأن هذا ليس طبيعي... |
| Arabada yapmak benim için normal değil. | Open Subtitles | ليس طبيعياً أو صحيحاً بالنسبة لي أن أقوم بذلك في سياره |
| Kelso, dostum. Bu hiç normal değil. Ölebilirdin. | Open Subtitles | كيسلو يارجل ، هذا ليس طبيعياً قد تموت بسبب ذلك |
| Kutulardaki vücut parçaları ve zehirlenmiş inekler mi? normal değil. | Open Subtitles | أجزاء بشرية في صناديق وتسمم أبقار هذا غير طبيعي |
| Üzerindeki bu çürükler, kesikler, bunlar normal değil. | Open Subtitles | , هذه الكدمات , هذه الجروح عليكِ ليست طبيعية |
| Bu normal değil! Kendin söyledin! | Open Subtitles | هذا ليس طبيعي , قولى هذا لِنفسك |
| Ama bu yüz ifaden hiç normal değil. | Open Subtitles | وهذا الوجه الذي تفعله ليس طبيعي |
| Bu hiç de normal değil. | Open Subtitles | لا، هذا ليس طبيعي على الإطلاق. |
| Bu normal değil. Demek istediğim yaptığım şey bu değil. | Open Subtitles | هذا ليس طبيعياً حقاً ليس ما أفعله عادة |
| Yani bunlar normal değil. | Open Subtitles | , لكنك متزوج مما يجعل كل هذا ليس طبيعياً |
| Bu normal değil, değil mi? | Open Subtitles | هذا ليس طبيعياً أليس كذلك ؟ يمكنا أن نستبعد الأشباح |
| İtiraf etmelisin, Adam'ın davranışları normal değil. | Open Subtitles | يجب عليك الإعتراف بأن سلوك أدم غير طبيعي |
| Tamam, lütfen öpüşmeyi bırakın. Bu normal değil. | Open Subtitles | حسنا, فقط توقفي عن التقبيل انه غير طبيعي |
| Ve çok canlı, çok gerçekçi, saçma. Demek istediğim, bu normal değil. | Open Subtitles | أنا حقاً حي، وحقيقي وغريب أطوار أقصد أن هذا غير طبيعي |
| Siz bir de onu horlarken duyucaktınız. Cidden, bu normal değil. | Open Subtitles | يجب عليك سماعها وهي تشخر جدياً, ليست طبيعية |
| Şunu gördün mü? Bulutları gördün mü? Bunlar normal değil. | Open Subtitles | هل رايتي هذا , هل رايتي تلك الغيوم ليست طبيعية ساحضر الكاميرا |
| Ona karşı bir şey değil. Sadece, bu hiç normal değil. | Open Subtitles | . أنا لا أعنى , شئ ضدها . إن الأمر فقط غير طبيعى |
| Bir katilin 27 yıl ara vermesi normal değil, değil mi? Değil. | Open Subtitles | ليس طبيعيا لقاتل ان يتوقف لمدة 27 عاما اليس كذلك؟ |
| Bu saatte barda kimsenin olmaması normal değil. | Open Subtitles | هذا ليس طبيعى بأن لا يكون هناك أحد فى مثل هذا الوقت |
| Biliyorum, böyle olmak normal değil. Anladım bunu. | Open Subtitles | أعلم أنه من غير الطبيعي أن يبدو شكلهما هكذا, أعي هذا |
| Danielle, bunu söylediğim için üzgünüm ama kızın normal değil. | Open Subtitles | أخشي أن أخبرك بذلك ولكن إبنتك غير طبيعية. |
| Aslında şöyle düşünürseniz, burada intihar eden hiçbir kadının ölüm sebebi normal değil. | Open Subtitles | على كل حال ليس من الطبيعي ان النساء الذين ماتوا هنا ان يكن انتحرن |
| normal değil. | Open Subtitles | كان سيُغادر منذ وقتٍ طويل، وهو مازال هنا، أليس كذلك؟ إنّه ليس عادي |
| Bu dönüşüm normal değil. Herkesi bilgilendirmeliyiz! | Open Subtitles | ذلك التحوّل ليس عادياً علينا أن نحذّر الآخرين |
| Onun yaşında arzulu olması normal değil mi? | Open Subtitles | بالأحرى هذا طبيعي أن تأتيه تلك الرغبات في هذا العمر. |
| Böyle uyuması normal değil! | Open Subtitles | هذا ليس عادى أن تنام هكذا |
| Sadece sohbet ediyoruz, normal davranmaya çalışıyoruz ama bu hiç normal değil. | Open Subtitles | لذا نتبادل الأحاديث القصيرة ،ونتظاهر بأن كل شيء طبيعي لكن هذا ليس طبيعيًا بالمرة. |