| Maalesef bu da, cumartesi sabahları oğluyla birlikte çıktıkları bisiklet turuna engel oldu. | Open Subtitles | لسوء الحظ, تعارض ذلك مع جولة السبت الصباحية حيث كان يصطحب ابنه فيها |
| Hayır. Hayır. Sen oğlunla dalga geçtin, o da kendi oğluyla. | Open Subtitles | لا، لا، فقد سخرت أنت من ابنك وسخر هو من ابنه |
| Yani, dekanın oğluyla çıkıyorum. Bu... Bu bir sır olarak kalamazdı. | Open Subtitles | أنا أواعد ابن عميدة الكلية لم يكن ليبقى هذا سرًا للأبد |
| Kocası üç ay önce oğluyla yüzleşmek için gittiğini söyledi. | Open Subtitles | لقد ادعى زوجها انها رحلت منذ 3 شهور لمواجهه ابنها |
| Baronun sıradan bir doktorun oğluyla ilgilenmesi için onay vermesine şaşırdım. | Open Subtitles | أنا متفاجئة أن البارون وافق على طبيبة من العبيد لتعالج إبنه |
| Onu tutuklayalım ama oğluyla konuşturmayalım, olur mu? | Open Subtitles | هذا ما أريد فعله , أريد حجزها وعدم التحدث مع إبنها |
| oğluyla sikişmiş olabilirim ama bu demek değildir ki, onu öldürmek istedim. | Open Subtitles | صحيح أنني كنت أضاجع ابنه ولكن ذلك لا يعني أنني أردت قتله |
| Kurban eski karısı ve oğluyla arasına mesafe koymak istiyor olmalı. | Open Subtitles | هذا الرجل يريد ابعد مسافة ممكنة بين ابنه و زوجته السابقة |
| Ve o şelalede... balık tutuyor... oğluyla futbol maçı seyrediyor, çılgınlar gibi bağırıyor. | Open Subtitles | و هو يصطاد السمك عند شلال و هو يشاهد كرة القدم مع ابنه |
| Senatör Gallio evinde oğluyla ilgili olan bitenleri takip etmeli. | Open Subtitles | يبدولي ان السيناتور غاليو يجب ان يبلغ عما يجري في بيته مع ابنه |
| Tüm bunların NIS Ajanı Mitchell'ın oğluyla alakası yok değil mi? | Open Subtitles | إن هذا ليس بشأن ابن عميل إن.آي.إس. ميتشل أبدا, اليس كذلك؟ |
| Şefin oğluyla kimin evleneceği aşiret büyüklerinin kararı. | Open Subtitles | كبار العشيره هم من سوف يقرروا من التى ستتزوج ابن الرئيس |
| Zengin iplik üreticisinin oğluyla çıktığım dönemde severdim! | Open Subtitles | هذا كان من قبل .. عندماكنتأواعد. ابن قطب صناعة الخيوط الغني |
| En genç oğluyla üç ay boyunca kafese tıkıldıktan sonra... | Open Subtitles | ولكن بعد أن أمضت 3 أشهرٍ محبوسةً برفقة ابنها الأصغر |
| Sekiz yaşındaki oğluyla güç bela yaşayan dul bir anneydi. | Open Subtitles | كانت أم عزباء وحيدة مع ابنها ذو الثماني سنوات حسناً؟ |
| Kahraman polis, bugün oğluyla beraber hak ettiği tatile çıktı. | Open Subtitles | الشرطى البطل ريتشارد سانتورو أخذ أجازة مستحقة من عمل الشرطة اليوم مع إبنه |
| oğluyla ben yaya geziyoruz, o benim arabamla fink atıyor. | Open Subtitles | يجعلنا نتمشى أنا و إبنه بينما يتسلى بسيارتي |
| Neden hasta oğluyla ilgili konuşmak isteyeyim ki? | Open Subtitles | لماذا أودّ التحدّث معها بشأن إبنها المريض؟ |
| oğluyla arasındaki ilişkinin ciddi olduğunu sanmıştım. | Open Subtitles | أنا أفترضت أن العلاقة بينك وبين أبنه علاقة جدية |
| Profesör Graves'in oğluyla bir ilişkinizin olduğu doğru mu? | Open Subtitles | هل هذا صحيح بأن لديك علاقة مع أبن البروفسور قيرفيز؟ |
| Bir boşluğu doldurması gerekiyordu. Yani o boşluğu oğluyla doldurdu. | Open Subtitles | كان عليها أن تملأ الفراغ الذي بقلبها، لذا ملأته بابنها. |
| Bazı zamanlar bizim Tanrı'mız ve oğluyla olan benzerlikleri fark etmiyor değildim. | Open Subtitles | وأحيانًا لا يُمكنني منع نفسي من ملاحظة بعض التشابه مع إلهنا وابنه. |
| Arkady'nin başarılarını duyup oğluyla gurur duyacağından eminim. | Open Subtitles | أنا سأضمن أن اركادي سوف يسمع الدبلوماسية الخاصة بك، وأنهُ سوف يكون فخور بابنه |
| - Yargıç, garsonun hem kocası hem de oğluyla yattığını ve hamile kalmaya çalıştığını öğreniyor. | Open Subtitles | القاضية تكتشف أن النادلة تمارس الجنس مع زوجها و أبنها هذا دافع للقتل |
| oğluyla tanıştığını ve başka bir isimle yaşadığını idda ediyor.. | Open Subtitles | ولده _شون وانه كان يعيش تحت اسم مستعار - حسناً |
| O oğluyla istedigi extra yıllar sahip olacak | Open Subtitles | ستحصل الآن على تلك السنين التي ضاعت والتي ارادتها مع ولدها |
| Şimdi, yan odada babası olan, "40 yaşındayım ama hala sıkıyım" içicisi var, tüttürüyor ve oğluyla bağ kurmanın yolunu bulmaya çalışıyor. | Open Subtitles | وفي الغرفة الثانية تجد والده يقول أنا في سن ال40 ومازلت مدخن جيد فهو يحاول أن يجد طريقة توصله بأبنه أليس هذا ساخر؟ |
| Bir balıkçının oğluyla evlenmemi hesaba katmamışlardı. | Open Subtitles | كانت لديها آمال كبيرة بخصوص مستقبلي لم تكن من ضمنها الزواج بابن صياد |