| İddiaya girerim, O elbise hala sana uyar. | Open Subtitles | حسنا، أراهن بأن هذا الفستان يناسبك الآن. |
| Ya da belki istemiyorsundur. O elbise sana pek yakışmış, eminim çatı katında yaşamak da yakışıyordur. | Open Subtitles | هذا الفستان يناسبكِ وكذلك العيش في شقة الطابق الأعلى ، أنا متأكدة |
| O elbise, bir işine yaramıyor. | Open Subtitles | الأن , هذا الفستان , إنه . لا يساعدك على الحصول على اي إمتيازات |
| Yani... en azından O elbise hakkında haklı olduğunu biliyoruz. | Open Subtitles | حسنا على الأقل نعرف انك كنت مصيبة بشأن ذلك الفستان |
| Tek bildiğim; bana O elbise konusunda indirim yapmaya söz verdiği. | Open Subtitles | كل ما أعرفه هو أنه وعدني بخصمٍ على ذلك الفستان |
| Yerinde olsam O elbise için her şeyimi verirdim. | Open Subtitles | تعرفين ، إذا كنتُ أنت هناك سأعمل أي شيء لإمتلاك هذا الثوب |
| - O elbise sana daha çok yakışıyor. | Open Subtitles | تبدين أفضل منها بكثير في هذا الفستان |
| Birçok kızda O elbise var. | Open Subtitles | الفتيات كُثر يمتلكن هذا الفستان. |
| O elbise olmaz Mae. O bileklerini yük hayvanı topuğu gibi gösteriyor. | Open Subtitles | "ليس هذا الفستان (ماي), أنه يجعل كاحلكِ مثل كاحل حصان جر العربة". |
| Söylesene, O elbise bugün ne kadar eder? | Open Subtitles | .... أخبرني شيئاً كم يكون سعر هذا الفستان اليوم؟ |
| Birincisi, O elbise üstünde harika duruyor. | Open Subtitles | أولاً ، هذا الفستان رائعاً عليكِ |
| Bir kaç saat önce O elbise benimdi tamam mı? | Open Subtitles | قبل ساعات كان هذا الفستان لي؟ |
| Sarah, O elbise CIA işi mi yoksa her şeyi mi bu kadar iyi gösteriyorsun? | Open Subtitles | (سارة )، هل هذا الفستان من صنع المخابرات ام انك فقط تجعلين كل شيء رائع |
| O elbise savaştan çıkmış gibi. | Open Subtitles | وكأن ذلك الفستان قد مرّ على حروب |
| Tam lezbiyenler gibisin ama seni O elbise ve o topuklularla görseydim seninle yatmayı düşünebilirdim. | Open Subtitles | هذا يبدو شاذاً تماما، ولكن إذا رأيتك تتبخترِ به في ذلك الفستان -وتطرقعين تلك الكعوب ، سأفكر بشأن القيام بذلك. |
| Acaba üstüme hala olur mu O elbise? | Open Subtitles | اتساءل ان كان ذلك الفستان يناسبني |
| Yapamayacağım. O elbise bir vera wang. | Open Subtitles | " لا أستطيع فعلها , هذا الثوب " فيرو وانغ |
| Elbiseyi kendisi satın almıştı... bu elbisenin O elbise olacağını... bilmeden. | Open Subtitles | .. تذكرت عندما إشترته هى ... و لم يكن فى الحسبان أنها سوف تعلمين , أن تموت |
| Elbiseyi kendisi satın almıştı... bu elbisenin O elbise olacağını... bilmeden. | Open Subtitles | تذكرت عندما إشترته هي... و لم يكن في الحسبان أنها سوف... تعلمين, أن تموت |
| Ayrıca, O elbise içinde harika görünüyorsun. Sadece bu kısmını hatırlıyorum. | Open Subtitles | أيضاً, بدوت رائعاً جداً بذلك الفستان لقد تذكرت ذلك الجزء للتو |
| Evet, fakat herhangi biri bile O elbise içerisinde mükemmel görünürdü. Buldun mu şu battaniyeyi? | Open Subtitles | لكن أي اة قد تكون مذهلة بهذا الثوب هل وجدت البطانية ؟ |
| O elbise kanseri tedavi edebilir. | Open Subtitles | ذاك الفستان بوسعه علاج السرطان |