| O küçükken ediyordum artık etmiyorum. Birbirimize alıştık. | Open Subtitles | كرهـته عندما كان صغيراً أما الآن فنحن نشكّل صُحبّة |
| O küçükken ben yaşadığım sürece ona bir şey olmayacağını söylerdim. | Open Subtitles | عندما كان صغيراً كنت أقول له طالما أنني على قيد الحياة لن يحدث لك مكروه |
| O küçükken, onun en sevdiği romanı okurdum... | Open Subtitles | عندما كان صغيراً , كنت أقرأ له قصص ساخرة |
| Benim dokum tutmadı, annesi de O küçükken vefat etti. | Open Subtitles | أنا لستُ مُطابقاً، ولقد توفيت والدتها عندما كانت فتاة صغيرة. |
| Ama O küçükken senin o şekilde giyindiğini söyledi. | Open Subtitles | لكنها قالت إنك ارتديتِ مثل هذا عندما كانت فتاة صغيرة |
| Aslında, annesi O küçükken onu bu çayıra getirmiş. | Open Subtitles | في الواقع، جلبتها أمها لهذا السهل عندما كانت صغيرة |
| Hatırlıyor musun O küçükken bir kurbağa bulmuştu ve onu tutmasına izin vermemiştik, ve o gerçekten inatçı şirin surat ifadesi takınmıştı? | Open Subtitles | أتذكرين عندما كانت صغيرة و وجدت هذه الضفدعة... و لم ندعها تحتفظ بها... و كانت هناك هذه النظرة العنيدة، الجميلة على وجهها؟ |
| Heo Joon Jae'nin annesi O küçükken demiş ki... | Open Subtitles | ... والدة هيو جون جاي قالت بأنهُ عندما كان صغيراً |
| Annesi O küçükken ölmüş. O sendin! | Open Subtitles | توفيت عندما كان صغيراً - هذا أنت - |
| Bilirsin O küçükken olduğu gibi. | Open Subtitles | عندما كانت صغيرة |