| o kapıyı açtın, rüzgar şamdanları söndürdü, deniz yosunu yüzüne dokundu, çığlık attın. | Open Subtitles | لقد فتحت هذا الباب و أطفأت الرياح شمعاتك و لمس عشب البحر وجهك |
| o kapıyı ona uzun zaman önce kapattık. Artık yalnız. | Open Subtitles | لقد أغلقنا هذا الباب أمامه من زمن بعيد إنه وحده |
| Ve eğer bu olayı gerçekleştirirsen, o kapıyı açarsan tek başına kalacaksın. | Open Subtitles | إذن إذا فعلت ما أردت وفتحت هذا الباب فأنت تمشى فيه وحدك |
| Onlar kuş değil. Anahtarlar. Bahse girerim biri o kapıyı açıyordur. | Open Subtitles | ليست طيوراً، إنها مفاتيح، وأراهن أن أحدها يناسب ذلك الباب. |
| o kapıyı kimse bilmiyor. | Open Subtitles | يعرف لا أحد حول ذلك الباب. ذلك بابنا السري. |
| Hatırlamak 3 aylarını aldı. o kapıyı açmaları ise daha uzun sürdü. | Open Subtitles | لقد استغرق الأمر منى شهرا للتذكر ونفس المدة لفتح هذا الباب اللعين |
| - Bu bizim tek şansımız. Birkaç dakika içinde o kapıyı kıracak. | Open Subtitles | في غضون دقائق,سيدخل من هذا الباب تعال,'بسرعه |
| o kapıyı açarsan, ölebilirsin. | Open Subtitles | إذا قمت بفتح هذا الباب يمكن أن تنتهي بالموت |
| Ya da o kapıyı açarız ve dördümüz elimizdeki her şeyle onlara saldırırız. | Open Subtitles | ..أو أن نركل هذا الباب لنفتحه ثم ننطلق نحن الأربعه نضربهم بكل شئ نمتلكه |
| Pekala, eğer Max haklı ise, niye gidip de o kapıyı açmıyor? | Open Subtitles | حسنا اذا كان ماكس محقا,لما لا يفتح احدكم هذا الباب اذا؟ |
| Malikanedeki her kapıyı açmalı ama o kapıyı açamıyorum. | Open Subtitles | يفترض أن يفتح كل أبواب القصر لكني لا أستطيع فتح هذا الباب |
| Karnımı yarabilir, bacaklarımı veya dilimi koparabilir, ama o kapıyı asla açmam! | Open Subtitles | مزّق أحشائي وساقيَّ ولساني ولكني لن أفتح هذا الباب أبداً |
| o kapıyı açarsam... ve tüm Roke'u ele geçirirseniz... yeni bir Başbüyücü'ye ihtiyacınız olacak mı? | Open Subtitles | إذا فتحت ذلك الباب لك واستحوذت كل روك ستحتاج لمعلم جديد لها أليس كذلك؟ |
| buradan çıkmalarını sağlayan o kapıyı açarak yardım etmiş olabilir. | Open Subtitles | حسبما سمعت لربما أن تكون هي أحد المحرضين على الهرب فتحت ذلك الباب وسمحت لهم بالعبور خارجاً |
| Gerçek şu ki, bazen o kapıyı okuduğumda, senin yerinde kendimi hayal ediyorum. | Open Subtitles | الحقيقة هي، أحياناً اقرأ ماكتب على ذلك الباب وأتخيل أن لدي حياتكِ بدلاً من حياتي |
| Ya o kapıyı tekmelersin, ya da oğlunu kafayı sıyırmış bir şekilde büyütürsün. | Open Subtitles | أما انّ تركل ذلك الباب ، أو أنكَ ستربي طفلكَ إشباعاً من وعاء عتوهتكَ. |
| o kapıyı tokmaksız geçmemiz lazım. | Open Subtitles | يجب أن نبعر من خلال ذلك الباب بدون ألة الضرب. |
| Güvenlik firmasının MDF ile üstlerini kapatması gerekiyormuş ama o kapıyı kimsenin kullanacağını tahmin etmemişler. | Open Subtitles | كان من المفترض أن يقوم رجال الأمن بتغطيته بالخشب الرقيق لكنهم اعتقدوا أنه لن يأتي أحد من ذلك الباب |
| Öyle ya da böyle, o kapıyı açmak zorundayız. | Open Subtitles | علينا أن نفتح تلك البوابة بطريقة أو بأخرى |
| Kapat o kapıyı. Hepimizi kovdurtacaksın. | Open Subtitles | أغلقي ذاك الباب سوف تتسببين في طردنا جميعاً |
| Keskin nişancı o kapıyı kapalı tutmak için yapışkan bant kullanmış. | Open Subtitles | سجّلَ القنّاصُ ذلك البابِ أغلقَ. هو لَمْ أردْ الطلقات النارية تُردّدُ في عمودِ السلم. |
| Eğer o kapıyı açarsak yine oraya çekileceğim, biliyorum! | Open Subtitles | إن فتحنا ذالك الباب, فأعلم بأنني . سأُسحب من خلاله مُجدداً |