| Sonra kendi kendime, beynin için girebilsek ve o mide bulandırıcı hissi o kişinin anısını da bozmadan çıkarabilsek nasıl olurdu diye soruverdim. | TED | و هكذا فكرت، ماذا لو استطعنا أن ندخل الدماغ و نتخلص من ذلك الشعور المثير للغثيان بينما نترك ذكرى ذلك الشخص دون مساس؟ |
| Yani bundan o kişinin ekstasi denen uyuşturucudan aldığını sonucunu çıkartabiliriz? | Open Subtitles | إذن نستطيع ان نستنتج أن ذلك الشخص أخذ عقار للنشوة ؟ |
| o kişinin tekneyi iskeleye bağlaması gerekiyordu ama düğüm çok baştan sağma atılmıştı. | Open Subtitles | كان على ذلك الشخص ربط القارب بالميناء، لكن تلك العُقدة كانت غير مُتقنة. |
| Hayatta kalmış o kişinin kim olduğunu bilmek ister misin? | Open Subtitles | هل ترغب بمعرفة من كان ذلك الشخص الذي قد نجا؟ |
| Tabii bunların hepsini o kişinin arkadaşının şirketini çalmak için yapmadıysan. | Open Subtitles | إلّا طبعًا إذا فعلت كلّ ذلك لسرقة شركة صديق ذلك الشخص |
| Bu, o kişinin söyleyeceği şeyle bağlantı kurmayı kolaylaştırır. | TED | يجعل مشاركة ما يجب أن يقوله ذلك الشخص أكثر سهولة. |
| Bir kişinin telefonun tümüne ulaşmak o kişinin beynine ulaşmanın en iyi yoludur. | TED | وهكذا، يكون الدخول الكامل إلى هاتف الشخص هو أفضل ما يقارب الدخول الكامل إلى ذهن ذلك الشخص. |
| O kişi ister ablamın öz babası, ister canavar, isterse Küçük Hanım olsun ablamın ölümünde o kişinin doğrudan dahli olduğunu düşünüyorum. | Open Subtitles | سواء ذلك الشخص هو الوحش و والدها البيولوجي أم أنّه أغاشي أعتقد أنّ الأمر سيكون له علاقة كبيرة بموت أختي |
| o kişinin suçlu olmadığını biliyorsun. Öyle değil mi? | Open Subtitles | تعرف أنّ ذلك الشخص لم يكن الجاني أليس كذلك؟ |
| Eğer birisiyle intihar edeceksem o kişinin sen olmasını isterdim. | Open Subtitles | إن أردت الإنتحار مع شخص ما أريد أن يكون ذلك الشخص أنت |
| İsimlerdeki harfleri değiştirip o kişinin bir tanımını çıkarıyoruz. | Open Subtitles | نأخذ اسم ونعيد تنظيم الحروف لنخرج بوصف عن ذلك الشخص |
| Söylemek istediğim, o kişinin kim olacağını bilemezsin. | Open Subtitles | انا فقط أقول, لا يمكنكِ أن تعلمي من هو ذلك الشخص, |
| Onunla konuşmuş olabileceğini düşündük. Çünkü o kişinin kim olduğunu öğrenmiş olabilirsin. | Open Subtitles | ظننا أنه ربما كنت تتكلم معه فقد تكون اكتشفت من يكون ذلك الشخص. |
| Onunla konuşmuş olabileceğini düşündük. Çünkü o kişinin kim olduğunu öğrenmiş olabilirsin. | Open Subtitles | ظننا أنه ربما كنت تتكلم معه فقد تكون اكتشفت من يكون ذلك الشخص. |
| Eğer bir ev arkadaşı ötekine, biriyle hiç görüşmeyeceğine dair söz verdirse ama gene de o kişi, onunla beraber olmak istiyorsa sence o kişinin ne yapması gerekir? | Open Subtitles | إذا وعد شخص زميله في السكن بعدم التواجد مع شخص آخر لكنها تريد البقاء مع ذلك الشخص ما الذي تظن أنه عليها فعله؟ |
| Bunu ona biri yaptıysa eğer eğer biri onu astıysa o kişinin bunun hesabını vermesini sağlayacağım. | Open Subtitles | و إن قام أحدهم بفعل ذلك بها إن قام أحدهم بشنقها حتى الموت فسأحرص على أن يدفع ذلك الشخص الثمن |
| O zaman o kişinin onu mutlu edebilmek için yeteri kadar çalışıp çalışmadığını sorgularım. | Open Subtitles | إذا سأقول ان ذلك الشخص المعني لا يقوم بما فيه الكفاية لإسعادها |
| o kişinin kim olduğunu nasıl öldüğünü yapmış olduğu komik bir şeyi. | Open Subtitles | مثل مَن كان ذلك الشخص.. كيف مات، شيء ممتع قد فعله |
| o kişinin bunu bildiğinden emin olmasam da. | Open Subtitles | لذا لا أعرف إن كان هذا الشخص يعرف هذا أم لا. |
| o kişinin olduğunu sandığınız kişi olmasına güvenmek. | Open Subtitles | الثقة بأن هذا الشخص هو ما نعتقده أنه عليه فعلاً |
| Onlarlayken, dışarıda o kişinin olup olmadığını bilmiyordun. | Open Subtitles | معهم، أنت لم تعلم بالتأكيد المختارة كان هناك |
| Birini beğenirsin ama o kişinin senin varlığından bile haberi yoktur. | Open Subtitles | مثل أن تحبي شخصاً وهو لا يشعر بوجودكِ أصلاً |