| Pencereyi de ört. O kuş başımı ağrıtıyor. | Open Subtitles | وأغلقي النافذة ذلك الطائر يصيبني بالصداع |
| O kuş olmak zorunda, değil mi? | Open Subtitles | يجب أن يكون الطائر المنقذ , هو ذلك الطائر , صحيح؟ |
| O kuş. | Open Subtitles | إنه ذلك الطائر. |
| Eğer siz ilgilenmeyi bırakırsanız O kuş nereye gider? | Open Subtitles | وأين يذهب مثل ذلك الطير عندما تتوقف عن الاعتناء به؟ |
| Doktor dedi ki, eğer O kuş ikinci makyaj tabakasını da delip geçseymiş cildime kalıcı hasar verebilirmiş. | Open Subtitles | أتعرف، الدكاترة قالوا لو إخترق ذلك الطير الطبقة الثانية من مكياجي كان سيسبب ضرر دائم لـ بشرتي |
| İnsanlar, O kuş kostümünün içinde kim olduğunu unutmadan önce yani. | Open Subtitles | وبعدها الناس بدأت تنسى من كان يرتدي رداء ذلك الطير |
| O kuş seni kurtardı. | Open Subtitles | ذلك الطائر أنقذك. |
| Tanrım, O kuş hala yaşıyor mu? | Open Subtitles | ذلك الطائر لا يزال حياً ؟ |
| O kuş bence huia'ydı. | Open Subtitles | ظننتُ أن ذلك الطائر من نوع "هويا" |
| O kuş benim tabağımda olsa iyi olurdu. | Open Subtitles | رأس ذلك الطير سيكون جيداً في وعائي |
| O kuş arabama dokundu. | Open Subtitles | ذلك الطير لمس سيارتي |