| O rozet bu duvarların dışında işe yarayabilir ama burada farklı kurallarımız var. | Open Subtitles | تلك الشارة ربما تعمل في خارج هذه الجدران لكن هنا, لدينا قوانين مختلفة |
| O rozet gerçek gümüş bile değil. | Open Subtitles | تلك الشارة ليست حتى فضةَ أصلية |
| O rozet hiç sana ait olmadı zaten. | Open Subtitles | تلك الشارة لم تكن لكَ في المقام الأول. |
| Sanırım O rozet buraya savunma dersi almaya gelmediğin anlamına geliyor. | Open Subtitles | أحزر أن هذه الشارة تعني أنّك لست هنا لأجل درس دفاع عن النفس. |
| Belki de O rozet sana büyük geliyordur. | Open Subtitles | -لعل هذه الشارة لا تلائمك أتريدين مني أن أستقيل؟ |
| O rozet hiçbir zaman senin değildi. | Open Subtitles | تلك الشارة لم تكن لكَ في المقام الأول. |
| New York polisi -007 gibiydi. O rozet onlara öldürme hakkı tanıyor. | Open Subtitles | المشكلة،أن شرطة "نيويورك" يعتقدون أنهم (جيمس بوند) ، تلك الشارة أعطتهم رخصة للقتل. |
| Çünkü O rozet bir yemindir. | Open Subtitles | لأن تلك الشارة هي وعد |
| Donavan, O rozet insan olduğun gerçeğini değiştirmez. | Open Subtitles | (دونافان)، هذه الشارة لا تنفي واقع كونك إنسانًا. |