| O yaz bir süredir hasta olan bir hemşiremiz vardı. | TED | في ذلك الصيف كانت لدينا ممرضة كانت مريضة منذ فترة. |
| Ama işin aslı o bana bakıyordu, ta ki O yaz gününe dek. | Open Subtitles | ولكن في الحقيقة هي التي كانت تعتني بي ، حتى ذلك الصيف عندما |
| O yaz bu harika kız kardeşlik bağıyla geçti. Ve artık kendimi daha güvende hissetmeye başlamıştım. | TED | وأنهيت ذلك الصيف بهذا التنظيم النسائي الرائع، وبدأت أشعر بأمانٍ أكبر في جلدي الخاص. |
| O yaz, ayda iki kez Teğmen ve ben müzik dinledik. | Open Subtitles | لذا ، مرتان فى الشهر فى هذا الصيف ، استمعنا الملازم و أنا |
| O yaz olağanüstüydü. Yeniden doğuş ve masumiyet mevsimi. | Open Subtitles | هذا الصيف لم يكن عادياً موسم للبعث وللبراءة والمعجزة |
| Yıllardır mastürbasyon yapıyordum ama ilk defa O yaz aletimden döl boşaldı. | Open Subtitles | كنت أستمني لسنين ولكن لم يكن شيئا حتى ذاك الصيف فعليا تدفق المني من قضيبي .. |
| O yaz hayvanlar hiç kimsenin yardımına gerek kalmaksızın... hayvan çiftliğini iyi bir yola soktular. | Open Subtitles | ذلك الصيف, الحيوانات بدون اية مساعدة او تدخل نفذوا خطة عمل المزرعة |
| Raymond gölde geçen O yaz, ondan çok etkilenmişti. | Open Subtitles | لقد كان ريموند منجذباً لها فى ذلك الصيف عند البحيرة |
| Oğlum, O yaz az kız poposunun peşinden koşmadık. | Open Subtitles | لقد طاردنا الكثير من الفتيات في ذلك الصيف |
| O yaz, bir yolda üç çocukla tanıştım ve denizden püsküren bir yanardağ gördüm. | Open Subtitles | ذلك الصيف قابلت الأطفال الثلاثة على الطريق وبركان ارتفع من البحر |
| O yaz evde hayalet muamelesi görüyordum. | Open Subtitles | ذلك الصيف أصبحت الولد الغير مرئي في بيتنا |
| Her neyse O yaz sıcaktı gerçekten çok sıcaktı. | Open Subtitles | بأية حال، كان الطقس حاراً جداً ذلك الصيف حاراً فعلاً وشديد العرق |
| Bütün mesele... O yaz büroya gelip giden insanlar hakkındaydı. | Open Subtitles | الناس الذين كانوا يحومون حول المكتب في ذلك الصيف |
| Neyse ki sen O yaz Harvard'dan dönmeden, kendime geldim. | Open Subtitles | عدت إلى صوابي قبل أن تعود من جامعة هارفارد ذلك الصيف |
| O yaz benim çocukluğumun sonu olduğundan. | Open Subtitles | لأن ذلك الصيف كان اخر صيف في ايام طفولتي |
| O yaz, Grasse yorgan grubu daha önce hiç yapmadığı bir şey yaptı. | Open Subtitles | فريق صناعة الألحفة فعلوا شيئ لم يفعلوه من قبل هذا الصيف |
| O yaz bir gece, banyoya gitmek için kalkmıştım. | Open Subtitles | فى ليلة ما فى هذا الصيف استيقظت لدخول الحمام وبمجرد أن فتحت الباب |
| Fakat O yaz beraber büyük kanyonda bir rafting gezisinde boğuldular. | Open Subtitles | لكن هذا الصيف ذهبا في رحله نهريه و غرقا كليهما |
| O yaz olanlar... Benim büyük bir parçam. | Open Subtitles | ولكن ماحدث في ذاك الصيف انه جزء كبير مني |
| O yaz bize yol gösteren bir güç vardı. | Open Subtitles | كان هناك بَعْض القوةِ تَوجهنا ذلك الصيفِ. |
| Belle Reve'den ayrıldığın O yaz kaç kiloysam, şimdi de öyleyim. | Open Subtitles | وزني الآن كما كان صيف غادرتِ ( (بيل ريف... |
| - Amacım, O yaz olanları ortaya çıkarmak. | Open Subtitles | النقطة هي اني اريد ان اعرف التفاصيل المتعلقة بذلك الصيف |
| John, babasıyla geçirdiği O yaz gecelerinden sık sık söz ederdi. | Open Subtitles | غالبا ماتذكر جون ليال الصيف التي قضاها مع ابيه |