| Büyükannem hep derdi ki eğer evliliğini kurtarmak istiyorsan bunu yapabileceğin tek oda vardır. | Open Subtitles | جدتي دائماً قالت ذلك إذا اردتي الحفاظ على زواجَكَ هناك غرفة واحدة فقط لممارسة الجنس داخلها |
| İçerde cesetlerle dolu bir oda vardır mutlaka! | Open Subtitles | على الارجح ان هناك غرفة في الخلف مليئة بالجثث |
| Şüphesiz kredi başvurum sayesinde temin edebileceğim hizmetleri size gösterebileceğim boş bir oda vardır. | Open Subtitles | بالتأكيد , ستكون هناك غرفة فارغة حيث يمكنني ان أريك أنواع الخدمات التي يمكن تدبيرها |
| Her evlilikte bir soruyu sormaya mecbur bırakan bir tek oda vardır. | Open Subtitles | هناك غرفة واحدة بكل زيجة تطرح السؤال |
| Henüz arama değil bir oda vardır. | Open Subtitles | هناك غرفة واحدة لم نبحث بها بعد |
| Eminim bir tür gizli oda vardır. | Open Subtitles | أراهن أن هناك غرفة سريّة |