| Ben 2004'te hayatımı baştan aşağı değiştiren bir noktaya odaklanacağım. | TED | سوف أركز على واحدة غيرت حياتي تمامًا في عام 2004. |
| Tarih kitaplarında genellikle yer verilmeyen İki temel unsura odaklanacağım. | TED | وسوف أركز على نقطتين رئيسيتين لا تذكران عادة في كتب التاريخ. |
| Seni temin ederim ki, aileme ve işime odaklanacağım. | Open Subtitles | أوعدك أنى سأركز على تطوير عملى و دعم عائلتى , إذا اعطيتينى فرصه اخرى |
| İyi olan şeylere odaklanacağım, yani, burası, bu böcekli daire, bu daire gibi. | Open Subtitles | , سأركز على ما هو جيد . . مثل هذه الشقة القذرة . |
| Sadece bu konuya ve çocuklarımı yetiştirmeye odaklanacağım. | Open Subtitles | سوف اركز على ذلك وتربية اطفالي |
| Ne iş yaptığını unutacağım ve kişiliğine odaklanacağım. | Open Subtitles | أنا سأنسى شأن عمله وأركز على شخصيته |
| Harlem'in Cenneti üzerine odaklanacağım. | Open Subtitles | أنا أركز على"هارلمز بارادايس". لاستخدامه من أجل |
| Bu yüzden odaklanacağım konu, Çin'in yükselişinin ABD, uluslararası düzen ve savaş ile barış ihtimalleri üzerindeki etkisi. | TED | من أجل ذلك سوف أركّز على تأثير نمو الصين، على الولايات المتحدة، من حيث التصنيف العالمي وتوقّعات الحرب والسلام. |
| Yine öyle mutlu olmak istiyorum. Bu yüzden büyüyecek ve hayatımdaki iyi şeylere odaklanacağım. | Open Subtitles | حقاً ، لذا فسأحاول أن أتخطى ذلك و أن أركز على الأمور الجيدة فى حياتى |
| Bundan sonra sadece işime odaklanacağım. | Open Subtitles | من الآن وصاعداً يجب أن أركز على العمل فقط |
| O yüzden Saturn'ün etrafında gerçekleştirmekte olduğumuz ve 2,5 yıldır süren bu keşif yolculuğunun ortaya çıkardığı en heyecanlı iki hikayeye odaklanacağım. | TED | إذن فسوف أركز على إثنتين من أكثر القصص تشويقاً والتي تحصلنا عليها من تلك الرحلة الإستكشافية العظمى التي نوجهها حول زحل, منذ عامين و نصف. |
| Adli bilimlerle insan hakları zulümlerini ispatlama üzerine odaklanacağım. | Open Subtitles | لذا سأركز على أساليب الطب الشرعي لإثبات فظائع حقوق الإنسان. |
| Ned, sen orada kendi sonuna odaklan... bende burada senin sonuna odaklanacağım. | Open Subtitles | كل ماعليك هو أن تركز على جهازك هناك. وأنا سأركز على جهازك من هنا. |
| Ama ben bu sorunun kalbine odaklanacağım. O da hâlâ gezegenimizin her yıl yaktığı enerjinin %85'ine denk gelen kirli ve karbon oluşumlu yakıtlara bel bağlıyor olmamız. | TED | سأركز على جوهر المشكلة، والتي هي في الحقيقة أننا ما زلنا نعتمدُ على الوقود الملوث المعتمد على الكربون %85 من كل الطاقة التي يحرقها عالمنا كل عام. |
| Öncelikle hâlâ genç olduğunuz hayaline odaklanacağım. | Open Subtitles | سأركز على توهّمكم بأنكم لازلتم صغاراً |
| O günden bugüne çok şey öğrenildi ancak bugün ben laboratuarımda 18 ay ile 2,5 yaş arası çocukların düzensiz çekimli fiillerin geçmiş zamanlarını kavrayışları üzerine yaptığımız bazı araştırmalara odaklanacağım. | Open Subtitles | الكثير تم تعلمه منذ ذلك الحين ولكن اليوم اريد ان اركز على دراسة معينة من معملي بسبب تغير صيغ الفعل بالزمن الماضي لدى الأفعال غير المنتظمة |
| Muhteşem Greta Noa'yı etkilemeye nasıl odaklanacağım, tek düşüncem Darryl'nin-- | Open Subtitles | كيف يمكن ان اركز على التأثير |
| İşe odaklanacağım. | Open Subtitles | سوف اركز على العمل |
| Buraya çalışmaya geldim. Sadece işime odaklanacağım. | Open Subtitles | لقد جئت إلى هنا لأعمل وأركز على ذلك |
| Buna odaklanacağım, eğer duyuyorsan. | Open Subtitles | ! أنا أركز هنا ! إن كنت تنصت |
| Hemen altımdaki binalara odaklanacağım. | Open Subtitles | أعلم أركّز على المباني أسفل مني |