| Evet, elbette. Elbette. Baba, bize yatak odanı vermek zorunda değilsin. | Open Subtitles | أجل ، بالطبع بالطبع أبي ، لست مظطراً أن تعطينا غرفتك |
| Onun ve senin odanı bir oturma odası ayırıyor. | Open Subtitles | غرفتك وغرفته مفصولتان عن بعضهما بغرفة جلوس |
| odanı görene kadar hafızanda daha derinlere in. | Open Subtitles | اذهبى الى اعماق ذاكرتك حتى تتمكنى من مشاهدت غرفتك |
| Gördüğüm kadarıyla annem seni odanı temiz tutman konusunda rahatsız etmiyor. | Open Subtitles | أرى أن أمي لا تزعجكِ بالمحافظة على غرفتكِ نظيفة |
| Danny, Şimdi benimle gelmeni istiyorum Bana odanı gösterirmisin. | Open Subtitles | داني .. اريد ان تأتي معي الآن ارني غرفتك |
| Beyefendi gidince odanı toplamanı istiyorum. | Open Subtitles | كل مرة رجلك المحترم يخرج أريدك أن ترتبى غرفتك |
| odanı temizler temizlemez Lima fasulyeni yiyebilirsin. | Open Subtitles | يمكنك تناول بعض الفول بمجرد أن تنظف غرفتك.. |
| O halde senin odanı küçük bir seraya döndürüp glokomum için birşeyler yetiştirebilirim. | Open Subtitles | لاآن يمكنني تحويل غرفتك الى بيت زجاجي لزراعه أشياء تساعد نضوجي |
| odanı terk etmeni istemem haksızlıktı. Sen iyisin. | Open Subtitles | أعنى أنه ليس من العدل جعلك تتركين غرفتك الخاصة ، لذا أنتى جيدة |
| Belki buna sevinebilir bile. Böylece odanı kiraya verebilir. | Open Subtitles | . لابد و أن يكون سعيداً بذلك . ربما سيؤجر غرفتك |
| odanı çalıyormuş gibi hissediyorum. | Open Subtitles | شكراً لك يا عزيزتي أنا أشعر بأنني أقوم بسرقة غرفتك |
| Tatildeyken odanı temizlemen gerekmez. | Open Subtitles | ليس عليك تنظيف غرفتك عندما تكون في اجازة |
| Eğer gitmezlerse, geceleri odanı kilitleyip uyusan iyi olur. | Open Subtitles | إذا لم يغادروا، الأفضل أن تبدأ بقفل غرفتك بالليل |
| Evet. Ben senin odanı alacağım, sen de askeri okula gideceksin. | Open Subtitles | نعم، أحصل على غرفتك وأنت سيتم إرسالك للمدرسة العسكرية |
| Bu kadar zamandır buradayım, senin odanı hiç görmedim. | Open Subtitles | طوال الوقت الذى كنت فيه هنا . لم أرى غرفتك مطلقاً |
| Bu kadar zamandır buradayım, senin odanı hiç görmedim. | Open Subtitles | طوال الوقت الذى كنت فيه هنا . لم أرى غرفتك مطلقاً |
| Bak, odanı karşılayamam ama sana bedava yemek verebilirim. | Open Subtitles | انظري, لا يمكنني تحمل مصاريف غرفتك ولكن ,بإمكاني ان اقدم لكي العشاء المجاني |
| odanı temiz tutma konusunda da oldukça kötüymüşsün değil mi? | Open Subtitles | أنتي سيئه جدآ حتى في تنطيف غرفتكِ ألستِ كذلك؟ |
| Sana çay, odanı canlandırmak için çiçek getirdim. | Open Subtitles | أحضرت لك بعض الشاى وأحضرت لك بعض الزهور لتتألق حجرتك هل شاهدتى .. |
| - Dün gece odanı aradım. | Open Subtitles | لقد اتصلت بغرفتك .ليلة أمس .سمعت |
| Hayır, odanı ona vermen gerekmiyor. | Open Subtitles | كلا , ليس عليك أن تتخلي عن غرفة نومك , كلا |
| Gidip odanı hazırlayayım o zaman. | Open Subtitles | حَسناً، أَحْزرُ بأنّني سَأَرتفعُ ويَنهي غرفتَكَ. |
| Sana odanı süslemen için bir şey getirdim Sam. | Open Subtitles | جلبت لك حاجة لتَأَنُّق غرفتِكَ بها، يا سام |
| Bana tahliye kâğıtlarını göster sonra sana odanı göstereyim. | Open Subtitles | أريني ما لديك ثم تذهبين لغرفتك |
| - Öyleyse Ivan odanı göstersin. | Open Subtitles | إذاً إيفان سَيأخُدك ليُريكَ غُرفتك. |
| Oyun oynadığın yerden zevk almak için odanı temizlemeye ne dersin? | Open Subtitles | ما رأيك بأن نحظى ببعض المرح وننظف غرفتنا ؟ |
| Biz de tam eski odanı hazırlamayı konuşuyorduk. | Open Subtitles | نحن كُنّا فقط، نتَحَدُّث عن تَرتيب غرفتكَ القديمة |
| Sizin evde 10 kişi yaşıyor. Yatak odanı kardeşinle paylaşıyorsun. | Open Subtitles | هناك عشر أشخاص يقيمون في منزلك وغرفتك مشتركة مع أخيك |