| Fakat okları göğsüne saplayan kişi benim. İntikamını alacağına söz vermiştim. | Open Subtitles | إلّا أنّي ناشبة تلك السهام في صدرها، لقد وعدتك بأخذ ثأرك. |
| Declan metinlerinde okları düzgün uçurmaya yönelik bir şeyler var. | Open Subtitles | هناك شيء في نص ديكلان عن جعل السهام تنطلقُ مستقيمةً |
| Oradaki kadınlar üfleme çubuğu ve zehirli okları olan Kızılderililerdi. | Open Subtitles | كانت النساء فى هذه المناطق من الغابات الهندية اللاتى يحملن أنابيب النفخ و السهام المسممة |
| Lütfen, yeşil okları takip ederek özel VIP Oditoryumu'na ilerleyin. | Open Subtitles | رجاءً اتبعوا اتجاه الأسهم الخضراء على الأرض لقاعة خاصة لكبار الشخصيات. |
| İyi okları harcamana gerek yok. Sen güçlüsün, değil mi? | Open Subtitles | لا داعي لإضاعة الأسهم الجيدة أنتِ قوية جداً ، أليس كذالك ؟ |
| okları varmış, ama savaşın kuralları vardır. | Open Subtitles | كانت لديهم سهام لكن كانت هناك قواعد للقتال |
| Uçan okları ne kadar severse sevsin sağlam olan yayları daha çok sever. | Open Subtitles | حتى يحب السهم الذي يطير و هكذا , كما انه يحب القوس الذي هو مستقر |
| Kaptan, bu heriflere öylece gaz okları atmaya devam edemem. | Open Subtitles | كاب , لايمكنني الأستمرار بأطلاق أسهم الغاز على هؤلاء الرجال |
| İlk kez o zaman uzun menzilli okları tercih ettik. | Open Subtitles | ولكن في ذلك اليوم ولأول مرة إستخدم رماة السهام القوص الطويل |
| okları pirana dişleriyle keskinleştirerek oklardaki zehrin,avın vücuduna iyice etki edeceğinden emin oluyorlar. | Open Subtitles | تحزيز السهام بأسنان سمك البيرانا يضمن أن يخترق الطرف المسموم جسم الضحية. |
| okları anlaştığımızdan daha uzun sürede ateşe verdin. | Open Subtitles | استغرقت تلك السهام وقتاً لتشتعل أطول ممّا اتفقنا عليه |
| Plânlarını harekete geçirmek için onun ölmesini istedi. Ama okları onun göğsüne saplayan benim. | Open Subtitles | أراد موتها، واتخذ تدابير معينة، لكنّي أرديتها بتلك السهام في صدرها. |
| okları incele bir. Göreve layık bulacaksın. | Open Subtitles | تحقّق مِنْ هذه السهام أظنّك ستجدها كفيلة بالعمل |
| Eun'un bedenindeki okları bir türlü çekip çıkaramadığımızdan Jung'un okları kırması gerekti. | Open Subtitles | نحنُ لم نستطع إخراج السهام التي كانت عالقةً في جسد يون. جونغ قد قامَ بكسر الســـــهام. |
| Sopalar okları durdurur mu? | Open Subtitles | أيمكن للمطارق أن توقف السهام ؟ |
| okları hızla geri yükleyen bir mancınık mekanizması var. | Open Subtitles | لقد صممت هذا القوس بآلية حيث يقوم بتلقيم الأسهم عشوائياً |
| Giderek artan aşk okları yüzünden iktidar kazanmış olabilir. | Open Subtitles | لربما اكتسبت المزيد من القوة لو زاد عدد الأسهم |
| Bulabildiğiniz kadar çok silah toparlamalısınız. Özellikle de enjeksiyon okları. | Open Subtitles | رفيقاي، أودّكما أن تجمعا ما استطعتما من سلاح، خاصّة الأسهم الحاقنة. |
| Onu indirmek için okları fırlatan, altı işkencecinin ismini saydı. | Open Subtitles | أشار إلى ستة الذيين أطلق الأسهم الذي كانت خارج للحصول عليه |
| Bunlar C-4 okları. | Open Subtitles | الآن, هذه سهام سي-4 ذات طرف مغنيسيوم و تطير حوالي 50 قدم فقط |
| Bu zehirli okları kime attırdın? | Open Subtitles | من الذي قام بإطلاق السهم المسموم عليّ؟ |
| Yeniden alev okları atmaya başlayacaklar. Ve bütün gece devam edecekler. | Open Subtitles | انهم سوف يبدئون بالسهام الناري مرة أخرى سوف تبقيهم مستيقظين طوال الليل |
| Etrafta koşup herkese aşk okları fırlatıyordu. | Open Subtitles | للرَكْض حول إطلاق نار a قوس وسهم في الناسِ. |
| Timsahları, zehirli okları ve senin utanç duygunu atlıyorsun. | Open Subtitles | التماسيح، السِهام السامّة، ومسؤوليّتك الأخلاقيّة؟ |
| okları kaldırın! | Open Subtitles | ارفعوا النبال! ارفعوا النبال! |