| Burada tabii ki bir yol var, ki bu da gece geç saatlere kadar oturup bütün haberleri okuyarak bütün gerçekleri ezberlemek. | TED | هناك، بالطبع، طريقة واحدة، وهي الجلوس لوقت متأخر من الليل وتعلم كل الحقائق عن ظهر قلب من خلال قراءة كل هذه التقارير. |
| Zamanını şiir okuyarak harcamanın uygun bir davranış olduğunu mu düşünüyorsun? | Open Subtitles | هل تجدها انه من المناسب ان تضيع وقتك في قراءة الشعر؟ |
| Yani genomunuzu okuyarak, aileniz hakkında sizin bildiğinizden çok daha fazlasını öğrenebiliriz. | TED | و بقراءة الجنبيوم, ربما نتسطيع معرفة الكثير عن عائلتك مما تعرفه أنت. |
| 2007'den beri her güne ölüm ilanlarını okuyarak başlarım. | TED | منذو عام 2007 يبدأ يومي بقراءة أخبار النعي والعزاء. |
| Kafan kitaplara gömülü tüm hayatını daha iyi adamların başarılarını okuyarak geçirdin. | Open Subtitles | أنفك مدفونة في الكُتب تقضي حياتك في القراءة عن إنجازات رجالاً أفضل |
| Bütün bu özelliklere daha önemli bir şey katmalı ve çok okuyarak zihnini geliştirmelidir. | Open Subtitles | ومع هذا عليها أن تضيف شىء آخر أكثر جوهرية تحسين عقلها بالقراءة الغزيرة |
| Hoş kızları severim. Sadece vaktimi onları okuyarak geçirmekten hoşlanmam. | Open Subtitles | ولكنني أظن أني اضيع وقتي في قراءة مثل هذه المجلات |
| 1917 yılına ait bu paylaşımları okuyarak Rusya'nın aslında ölüm cezasını kaldıran ilk ülke olduğunu, ayrıca kadınlara oy verme hakkı veren ilk ülkelerden biri olduğunu görüyoruz. | TED | قراءة المنشورات من عام 1917، تعلمون أن روسيا كانت أول دولة في العالم تلغي عقوبة الإعدام، أو كانت واحدة من أوائل الدول التي تمنحُ النساء حق التصويت. |
| Sadece bir kitap okuyarak o ülkeye dair kapsamlı bir fikir edinmenin mümkün olduğunu ileri sürmüyorum. | TED | الآن، لا أريد أن أشير أن ذلك كان من الممكن الحصول ببساطة على صورة تقريبية للبلد من خلال قراءة كتاب واحد. |
| Bu araştırmayı 60'larda --1967 ve sonrası-- bu konuda basılmış bazı kâğıtları okuyarak bulduk. | TED | وقد عثرنا على هذا البحث خلال قراءة بعض الأبحاث التي تم نشرها خلال الستينات وما بعدها مقالات تتناول هذا الموضوع. |
| Makine öğrenme, kredi taleplerinden kredi riski değerlendirme, posta kodlarından el yazısı karakterleri okuyarak posta sınıflandırma gibi şeylerle başladı. | TED | بدأ بأشياء مثل تقييم المخاطر الائتمانية من طلبات القروض فرز البريد عن طريق قراءة الرموز البريدي المكتوبة بخط اليد |
| Ama bu süre içinde başlıkların ötesini okuyarak bilimin zirvesinde kalabiliriz. | TED | ولكن في هَذِه الأثْناء، يمكننا أن نواكب التطوّرات العلمية عبر قراءة العناوين الرئيسية. |
| Ben bir yazarım ve konuşmamı kendi yazdığım ve bu resimde gördüklerinizle yakından alakalı kısa bir paragrafı size okuyarak kapatmak istiyorum. | TED | أنا كاتب، وأريد أن أنهي حديثي بقراءة قطعة قد كتبتها والتي لها علاقة كبيرة بهذا المشهد. |
| Satır aralarını okuyarak, Billy'e karşı hâlâ bazı şeyler hissediyor olabileceğini düşündüm. | Open Subtitles | بقراءة مابين السطور.. اعتقد أنك ربما ماتزالين تكنين مشاعر نحو بيلي |
| Aslına bakarsak, hikaye Bohr'un Dickens'in Pickwick Papers romanını tekrar tekrar okuyarak kendi kendine ingilizce öğrenmesiyle devam eder. | Open Subtitles | تقول القصة في الحقيقة أن بور علم نفسه الإنجليزية بقراءة رواية ديكنز أوراق بيكويك المرة تلو الأخرى |
| Zamanının çoğunu Kahraman Şovalye kitaplarını okuyarak geçirirmiş. | Open Subtitles | الذي كان يقضي أيامه بقراءة كتب عن الفرسان المتجولين، و التي كان يحبها و يستمتع بها كثيراً |
| Eğer cumartesi geceleri çılgın bir adamın günlüğünü okuyarak geçiriyorsan özel hayatının oldukça boş olduğunu söyleyebilirim. | Open Subtitles | إن كنت تفضّلين قضاء ليالي أيام السبت بقراءة مذكرات رجل مجنون، فيبدو لي أنّ لديك فراغاً بحياتك الشخصية. |
| öğüt vererek değil, söyleyerek değil. okuyarak değil, ama zihnini ele alarak | TED | ليس عن طريق الوعظ ، وليس بالقول ، ليس عن طريق القراءة ، ولكن من خلال توجيه الذهن. |
| Burada, "Yüksek sesle bir şeyler okuyarak vakit geçirmek iyi bir fikir." yazıyor. | Open Subtitles | يقول: القراءة بصوت عالي لتقضية الوقت هي فكرة جيدة |
| Tabii. Müthiş bir şey. Bunu yaşlı insanlara kitap okuyarak taçlandıralım bari. | Open Subtitles | أجل ، إنها رائعة، لمَ لا نجعلها أفضل بالقراءة للمسنين؟ |
| Ve sizin ödevinizi okuyarak ne elde edecektim küçük hanım? | Open Subtitles | وماذا كنت سأجنى من قراءه ارائكم حول الماده يا انستى؟ |
| Onu çevirerek, tüm o yabancı ve uzak yerlerin isimlerini okuyarak saatler harcadım. | Open Subtitles | أمضيت ساعات وأنا فقط أحركها بهدوء أقرأ الأسماء لكل هذه الأماكن الغريبة البعيدة.. |
| Bence bu arada seyirci düşüncelerini okuyarak neşesizliğini fark edecektir. | Open Subtitles | أعتقد أن الجمهور يمكنه أن يقرأ أفكارك وسيفترضوا ضحكتك المكتومة |
| O kelimeyi kitaplardan okuyarak öğrenmiştim. | Open Subtitles | حسن، لقد تعلمت تلك الكلمة بقراءتها |