| Bu hidrojen sülfat okyanuslarını uzun zamandır barındırıyorduk. | TED | كان لدينا محيطات معباة بكبريت الهيدروجين لمدة طويلة للغاية. |
| okyanuslarını kurutmak için bu dünyaya gönderdiğimiz cihaz, rotasından saparak bu şehirde bir yerde kayboldu. | Open Subtitles | جهاز أرسل لصرف مياه محيطات هذا الكوكب لقد فقدت هنا في جزء من هذه المدينه حينما نجدها ونشغلها |
| Gezegenin çok geniş okyanuslarını ve ıssız ovalarını araştırdıktan sonra taş çok iyi korunan bir şehirde bulundu. | Open Subtitles | بعد البحث في محيطات الكوكب الكبيرة, وسهوله الجرداء تم تحديد الحجر داخل مدينة محصنة جيداً |
| Tıpkı Ay'ın gelgitle Dünya'nın okyanuslarını yükseltmesi gibi... | Open Subtitles | فكما يقوم القمر بتوليد المدّ والجَزر في محيطات الأرض |
| Dünya'nın yemyeşil okyanuslarını oluşturmak için. | Open Subtitles | ليصنع محيطات الأرض النضرة |