| Bu akşamı tamamiyle farklı bir yöntem ile başlatmak istiyorum. Bana katılarak karadan ayrılın ve birkaç anlığına açık okyanuslara dalın. | TED | أود أن أبدأ هذه الليلة من شيء مختلف تماما، بأن أطلب منكم الانضمام لي لترك اليابسة والقفز في المحيطات المفتوحة للحظة. |
| Aynı havayı soluyoruz, aynı suyu içiyoruz. Aynı okyanuslara, denizlere, biyolojik çeşitliliğe bağımlıyız. | TED | نتنفسُ نفس الهواء. نشربُ نفس الماء، نعتمدُ على نفس المحيطات والغابات والتنوع الأحيائي. |
| Develere binmek için çöllere gidecek ve uzak okyanuslara açılacağım. | Open Subtitles | سأذهبُ إلىَ الصحاري من أجل ركوب الجمال وأخرج إلىَ المحيطات. |
| okyanuslara bu şekilde gitmeliyiz. | TED | هذه الطريقة التي يجب أن نذهب بها الى المحيطات. |
| Ancak zehirli böcek ilaçları havaya, toprağa, bitkilere, hayvanlara, nehirlere ve okyanuslara karıştı. | Open Subtitles | ولكن هذه المبيدات السامة تتسلل الى الهواء مدمرة كل شيئ التربة ،والنباتات والحيوانات والانهار والمحيطات |
| Her sene kaç galon kimyasal maddenin okyanuslara döküldüğünü biliyor musun? | Open Subtitles | اتعرف كم لتراً من المواد الكيميائية تصبّ سنوياً في المحيط ؟ |
| Suya, ormanlara, collere, okyanuslara muhtaciz. | TED | نحن نعتمد على الماء، الغابات، الصحاري، المحيطات. |
| Bu sabah sizlerle paylaşmak istediğim, National Geographic dergisi için bir fotoğrafçı olarak çalışmalarım sonucu ortaya çıkan, okyanuslara dair kimi öyküler. | TED | أود أن أشاطركم هذا الصباح بعض الحكايات عن المحيطات من خلال عملي كمصور حتى اليوم لمجلة ناشيونال جيوغرافيك |
| Eğer okyanusları tanımak istersek okyanuslara gitmek zorundayız. | TED | لو أردنا أن نعرف المحيطات يجب أن نذهب إلى المحيطات |
| ve bir noktada okyanuslara olan bu karbondioksit geçişi devam ettikçe bu madde sonunda çözünmeye başlayacak. | TED | في نقطة ما، وهذا الزوال، على نحو إستيعاب المحيطات لثاني اكسيد الكربون مستمر، تلك المواد في طريقها فعلا لبدء التحلل. |
| Ve sonra okyanuslara el attık büyük okyanus ortakalanları ve yasa ve kurallar yarattık ülkelere kıyı sınırlarının dışında belirli genişlikte su alanını faydalanmak için sahiplenmeleri amacıyla. | Open Subtitles | وخفضنا كل ذلك إلى الملكية الخاصة. ثم ذهبنا وراء المحيطات مشاعات المحيطيات العظيمة وأنشأنا القوانين واللوائح |
| Tarihsel olarak okyanuslara iki şekilde davranmışızdır: | Open Subtitles | لقد تعاملنا مع المحيطات عبر التاريخ بطريقتان غريبتان في نفس الوقت |
| Ve Predator X gibi, bilinen en güçlü ısırıklardan birine sahip katil yırtıcılar okyanuslara, 100 milyon yıldan fazla hükmetmişlerdir. | Open Subtitles | قاتل مع احد أقوى اللدغات اللتي لم تعرف من قبل سيطر على المحيطات لأكثر من 100 مليون سنة |
| Her bir çarpışmadan birkaç bin yıl sonra Dünya, suyun yoğunlaşarak okyanuslara dönüşebileceği kadar soğudu. | Open Subtitles | وبعد عدة آلاف السنين عقب الاصطدام، الأرض أصبحت باردة بدرجة كافية لتكوين ماء المحيطات بفِعل عملية التكثف |
| Güneş sistemi henüz gençken, Venüs muhtemelen daha çok Dünya gibiydi okyanuslara ve hatta belki de yaşama sahipti. | Open Subtitles | في بداية تكوين النظام الشمسي، كان كوكب الزهرة يشبه الأرض تقريبًا، من حيث وجود المحيطات وحتى في وجود حياة عليه |
| Tek hücreli canlılar okyanuslara hakim olsa da bazıları kolonileşerek mikrobik katmanları oluşturdular ve ilk çok hücreli organizmalar da çok yakın zamanda evrimleşecekti. | Open Subtitles | سيطرت الكائنات الوحيدة الخلية على المحيطات و لكن بعضها تواجدت في مستعمرات تُسمى الحصائر الميكروبية |
| okyanuslara meydan okur, Sirenlileri atlatır yine seni bulurdum. | Open Subtitles | سأخوض المحيطات وأبحر متجاوزًا الحوريات لأعود إليك. |
| okyanuslara meydan okuyup Sirenlileri atlatıp yine seni bulacağım. | Open Subtitles | سأخوض المحيطات وأبحر متجاوزًا الحوريات لأعود إليك. |
| CA: Plastik nehirlere atılıyor ve oradan da okyanuslara karışıyor. | TED | ك.أ: كذلك يُلقى البلاستيك في الأنهار، ومن هناك، بالطبع، ينتهي به الحال في المحيط. |