| Annemden eve gelmesini asla istememeliydim ama böyle bir şeyin olacağını tahmin edemedim. | Open Subtitles | لا لم يتوجب علي ان ادعو أمي الى المنزل لكني لم أتوقع حدوث هذا |
| Hayır, ben... sadece bu kadar çabuk olacağını tahmin etmemiştim. | Open Subtitles | أنا فقط لم أتوقع حدوث الأمر بهذه السرعة |
| Belki biraz çatlamış. Vay. - Bunun olacağını tahmin etmemiştim. | Open Subtitles | ربما مهزوزه لم أتوقع حدوث هذا |
| Çünkü bunu söylesem bile, olacağını tahmin edemezdim. | Open Subtitles | لأن على الرغم من أنني فقط يقال، أنا لن أرى أن المقبلة. |
| Elbette, o düşüncesinin bu kadar yararlı olacağını tahmin edemezdi. | TED | بالطبع هو لم يتوقع حتى كيف ستستخدم نظرياته. |
| İdare, böyle olacağını tahmin edemedi mi? | Open Subtitles | أعني لابُد أن الإدارة توقعت حدوث ذلك |
| Bunun olacağını tahmin etmemiştim. | Open Subtitles | لم أتوقع حدوث هذا |
| Bunun olacağını tahmin etmemiştim. | Open Subtitles | لمْ أتوقع حدوث ذلك. |
| Söylemeliyim. Böyle olacağını tahmin etmiyordum. | Open Subtitles | أعترف، لم أتوقع حدوث هذا. |
| Bunun olacağını tahmin etmiyordum. | Open Subtitles | أنا لم أتوقع حدوث ذلك. |
| Böyle olacağını tahmin edemedim. | Open Subtitles | لم أكن أرى أن المقبلة. |
| 1955 yılında, Vaiz Jim Jones Halkın Tapınağını kurduğunda, çok az insan bu tapınağın sonunun korkunç olacağını tahmin edebilirdi. | TED | عندما أسس القس (جم جونز) معبد الشعب عام 1955، لم يتوقع الكثيرون نهايتها الفظيعة. |
| Kimse böyle olacağını tahmin etmezdi. | Open Subtitles | (مع السيد، (فان دي ميرفي - لم يتوقع أحد حدوث هذا - |
| Böyle olacağını tahmin ettim ve hazırlıklı geldim. | Open Subtitles | توقعت حدوث هذا وتزودت بذلك |
| Böyle olacağını tahmin edemiyor değildim. | Open Subtitles | كلا ، توقعت حدوث ذلك |