"olan'ı" - Translation from Turkish to Arabic

• القاتم

Karanlık Olan'ı yok etmenin bir yolunu bulduğumuzda istediğin kadar çörek yiyebilirsin.
بإمكانك تناول ما تشاء مِن الكعك بعد أنْ أجد طريقة لقتل القاتم

Hançer benim olursa Karanlık Olan'ı kontrol edebilirmişim.
إن امتلكتُ ذلك الخنجر، سأسيطر على القاتم.

Sen daha ona anlatamadan, onu öldürsün diye Karanlık Olan'ı gönderirim.
سأرسل القاتم ليقتلها إذاً قبل أنْ تخبرها

Karanlık Olan'ı geri getirmenizi istiyor. Böylece hançeriyle onu kontrol edebilecek. Peki.
تريدكما أنْ تعيدا القاتم لتتمكّن مِن السيطرة عليه بخنجره

Karanlık Olan'ı kontrolü altına alırsa neler yapabileceğini bir düşün.
فكّر ما ستستطيع فعله إنْ كان القاتم تحت سيطرتها

Karanlık Olan'ı yok etmenin bir yolunu bulabilmek için yıllarımı harcadıktan sonra sanırım o hançeri elime almış olsam bunu hatırlardım.
بعد تمضية عمري بحثاً عن طريقة لقتل القاتم فحتماً كنتُ سأتذكّر إمساك ذلك الخنجر بيدي

Karanlık Olan'ı durdurmam gerekiyor. Benden çok fazla şey aldı.
يجب أنْ أوقف القاتم فقد سلبني الكثير لحدّ الآن

Bu hançerle, Karanlık Olan'ı dünyanın her köşesinden çağırabilirim.
أستطيع بوساطته استدعاء القاتم مِنْ أيّ ركن مِن العالَم

Sizi misafir ettik, ağırladık. Karşılığında ise Karanlık Olan'ı krallığımın kalbine getirip herkesin hayatını tehlikeye attınız.
رحّبتُ بكم واحتفيت، وبالمقابل أدخلتم القاتم إلى قلب مملكتي

Artık Karanlık Olan'ı yenmenize yardım edebilecek tek bir kişi var.
ثمّة شخص واحد قادر على مساعدتكم للتغلّب على القاتم الآن

Artık Karanlık Olan'ı yenmenize yardımcı olabilecek tek bir kişi kaldı.
ثمّة شخص واحد فقط يستطيع مساعدتكم للتغلّب على القاتم الآن

Hançeri çalarsan Karanlık Olan'ı sen kontrol edersin.
إن استطعتَ أن تسرق الخنجر... ستتمكّن من السيطرة على القاتم بنفسك، و لن يستطيع أحدٌ أن يأخذ ابنكَ منك.

Karanlık Olan'ı o hançerle öldürürsem de tüm güçleri benim olurmuş.
إن قتلتُ القاتم بالخنجر، أحصل على قواه.

Buna rağmen Karanlık Olan'ı hapseden şey tüy kalemin kendisi değil, taşıdığı mürekkepti.
لمْتكنالريشةبحدّذاتها... و إنّما الحبر هو الذي قبض على القاتم

Hançeri ele geçirebilirsek Karanlık Olan'ı kontrol ederiz.
إذا امتلكنا الخنجر سنسيطر على القاتم

Mahzen Karanlık Olan'ı sadece başka bir hayat karşılığında diriltiyor.
الخزنة تعيد القاتم فقط مقابل حياة أخرى

Karanlık Olan'ı diriltip diriltemeyeceğimizi öğrenmeye gittik.
ذهبنا لرؤية إنّ كان بوسعنا إحياء "القاتم"

Devler Savaşı'nı sen bitirmiş olabilirsin... ama ben Karanlık Olan'ı yenen... kahraman olarak anılacağım.
...صحيح أنّك أنهيت حرب الغيلان لكنّي سأشتهر بأنّي البطل الذي هزم القاتم

Keşke sen Karanlık Olan'ı bıçaklarken tanıklık edebilmek için orada olabilseydim.
-ليتني كنتُ حاضرة {\pos(190,230)}لأراك تطعن القاتم

Buraya Karanlık Olan'ı yok etmeye geldiler.
إنّهم هنا لتدمير القاتم