"olan ilişkisini" - Translation from Turkish to Arabic

• علاقته
• علاقتها
• بعلاقتها

Telefon görüşmelerini, mesajlarını kızla olan ilişkisini biliyorum.
معى مكالماته و رسائله النصيه و معي علاقته بالفتاه

Onunla olan ilişkisini bitirmesini istedim o da yapacağını söyledi.
طلبت منه أن ينهي علاقته بها فقال أنه سيفعل

Ölen oğullarının yasını tutarken, bir yandan da cadı karısıyla olan ilişkisini çözmeye çalışıyor, sanırım bu yeterince karışık bir durum.
أنظري , أنه يحاول أن يحل مشاكل علاقته بزوجته الساحرة بينما يبكيان فارس الموت الميت الذي كان أبنهما

Onun diğer hastanla olan ilişkisini sen anlattın seksi tarif ederek seni kıskandırmaya çalıştığını evine nasıl girmeye çalıştığını tüm bu oyunları nasıl oynadığını senden bir ödip tepkisi alabilmek için nasıl çabaladığını.
أخبرتني عن علاقتها مع مريضك الآخر محاولتها لجعلك تغار وصفها للجنس

Belli ki Bayan G, Bay Du Toit'le olan ilişkisini bitirmiş.
"علي ما يبدو , فالآنسة "جي" أنهت علاقتها بالسيد "دو تويت

Onun Yardımcı Hawes'le olan ilişkisini biliyor muydunuz?
هل كنت على علم بعلاقتها مع النائب هوز؟

Kasabadakilerle olan ilişkisini tarif eder misiniz?
وكيف كانت علاقته مع سكان المدينة

Roman kesinlikle o kızla olan ilişkisini ortaya çıkardığım için misilleme yapıyor.
(رومان) على ما يبدو يريد الثأر مني لكشفي علاقته مع الفتاة البشرية

Özel Ajan Booth'a çok uğraştığı kariyerini geri verirsen duyduğum her şeyi unutur artık ne babamı ne de seninle ve Baş Müdür Yardımcısıyla olan ilişkisini araştırırım.
أنا لن أنسى حول كل ما سمعت، و التوقف عن النظر إلى والدي، علاقته معك وE.A.D.

Onunla olan ilişkisini hiç kabullenemedim. Joey'i daha çok sevdiğini düşünürdüm.
كنت دائما أستاء من علاقته بها كنت أشعر دائما أنه يفضّل (جوى)

George Sr. Cindi olan ilişkisini kullanmaya devam ediyordu.
استمر (جورج ), الأول لاستكشاف علاقته بـ (سيندي) بالمناسبة..

Michael'ın Gob ile arasında gerginlik çıkarken Lucille, Oscar'la olan ilişkisini bitirme niyetindeydi.
كما أحبط (مايكل) من علاقته مع (غوب) حاولت (لوسيل) ان تنهي علاقتها مع (أوسكار)

Cesedi de Matt'in garajına bıraktım çünkü Ann'le olan ilişkisini biliyordum.
لقد قمتُ برمي الجثة بمرآب (مات) , لأنني علمتُ (بأنه سيتم اكتشاف علاقته مع (آن

Raj, Mina ile olan ilişkisini birinden saklıyormuş. Ama kimden?
كان (راج) يخفي علاقته بـ (مينا) لكن ممن؟

Ama biz şerif yardımcısı Hawes'le olan ilişkisini merak ediyoruz aslında.
لكننا نتسائل عن علاقتها بالنائب المفوض هوز

Bu arada, Morgan Renata ile olan ilişkisini o akşam bitirmiş miydi?
بالمناسبة، هل قطعت مورجان علاقتها بريناتا تلك الليلة؟

Bilgiyle olan ilişkisini anlayacak kabiliyetten yoksundu.
ولم تكن قادرة على الولوج لها لفهم علاقتها بهذه المعلومات

Ve Dedektif Vance ile olan ilişkisini bitirmeye karar verdi.
و قررت انها يجب ان نتهى علاقتها " مع المحقق " فانس

Renata ile olan ilişkisini bitirmesi için dikkatini çekmekti.
نية صديقتك بقطع علاقتها مع ريناتا

Bana paronayak diyebilirsin ama Casey'e olanlardan sonra ve Rebecca'nın onunla olan ilişkisini düşününce...
يمكنكِ ان تناديني مهووسة بالجنون "ولكن بعدما حدث مع "كيسي وأخذاً في الاعتبار علاقتها معه

Peki Scott'la eskiden olan ilişkisini bildiğimin farkında mı?
أتدرك بعلمي بعلاقتها مع (سكوت)؟