| Wimsatt ve Beardsley'in mantığıyla, sanatçının kendi çalışması hakkındaki yorumu aynı derecede kabul edilebilir olasılıklardan sadece biri olacaktır. | TED | بواسطة ويمزات ومنطق بيردسلي، فإن تفسير الفنان لعمله سيكون مجرد واحد من بين العديد من الاحتمالات المقبولة. |
| Öte taraftan, eğer güvercinleri çıkışta beklersem, bu olasılıklardan biri ortadan kalkacaktır. | Open Subtitles | إذا، من الناحية الألثانية، أُتحقّق من الحمام لاحقاً فقط أرى احد هذه الاحتمالات يختفي. |
| Şahsen tesadüfi olarak oluşturulmuş olasılıklardan oluşan görünüşte sonsuz bir yelpazeyi, en az sayıda makul değişkene indirgemeye dair 58 teknik biliyorum. | Open Subtitles | يمكن أن تقلل عدد الاحتمالات أنا بنفسي أعرف على الأقل 58 تقنية لصقل مجموعة متناهية من الاحتمالات بشكل عشوائي |
| Ne giydiğim, bana açılan sonsuz olasılıklardan sadece biri. | Open Subtitles | ما أرتديه هو مجرد جزء صغير من الاحتمالات التي لا نهاية لها مفتوحة لي. |
| Doğruca buraya gelen kurşun fikri diğer olasılıklardan daha korkunçtu. | Open Subtitles | لا أعرف لماذا , لكن صورة الرصاصة ... وهى متجهه نحو أنفى مباشرة كانت أكثر رعباً ... من أى أحتمال آخر |
| Doğruca buraya gelen kurşun fikri diğer olasılıklardan daha korkunçtu. | Open Subtitles | رصاصة قادمة ... . نحو أنفى مباشرة |
| Elemek istediğim olasılıklardan birisi lösemi aslında. | Open Subtitles | أحد الاحتمالات التي أشك بها هي اللوكيميا " سرطان الدم " |
| Bugün buraya olasılıklardan bahsetmeye geldik. | Open Subtitles | نحن هنا اليوم ل مناقشة الاحتمالات. |
| Bazı olasılıklardan bahsettik. | Open Subtitles | بعض الاحتمالات |