| Bu işin kızın birine yalan söylemekle alakalı olduğunu bilmiyordum. | Open Subtitles | لم أعلم أن الأمر كان حول الكذب على فتاة ما |
| Bu geçici iş yeri insanın ruh emiyor, emilecek bir ruhum olduğunu bilmiyordum. | Open Subtitles | مكتب العمل المؤقت محبط للروح، وأنا لم أكن أعلم أن لدي روح للإحباط. |
| - Kötü bir şey olduğunu bilmiyordum. - Bira olduğunu biliyordun. | Open Subtitles | أنا لم أعرف أن بها شرا لقد كنت تعلم أنها بيرة |
| Ama Isaac Newton' un Moody Blues grubunda olduğunu bilmiyordum. | TED | لكنني لم أكن أعرف أن إسحاق نيوتن كان من عشاق المودي بلوز. |
| - İzin kullandığını olduğunu bilmiyordum. - Merhaba Molly. | Open Subtitles | لم أكن أعرف أنك تأخذ إجازات مرحبا ، مولي |
| O adamla evli olduğunu bilmiyordum. Hemen söyleseydin ya. | Open Subtitles | لم أكن أعلم أنك متزوجة من هذا الرجل كان عليك أن تخبرينى |
| 10 yıl önce onunla tanışmıştım ama babam olduğunu bilmiyordum. | Open Subtitles | قابلته منذ 10 سنوات لكن لم أكن أعلم أنه هو |
| Uzun zaman izini kaybettim. Hizmette olduğunu bilmiyordum. | Open Subtitles | واجهت صعوبة لأجدك لم أعلم أنك مازلت في الخدمة |
| Ben her zaman senin cesur biri olduğunu düşündüm ama şimdiye dek bu kadar zeki olduğunu bilmiyordum.. | Open Subtitles | لطالما ظننت أنك شجاع لكننى لم أعرف أنك ذكى غير الآن |
| Bu nedir, turp mu? Turp sezonu olduğunu bilmiyordum? | Open Subtitles | ما هذا ، فجل حار لم أعلم أن هذا موسم الفجل |
| Hayır! Beni öldürme! Şapkanın içindeki kameranın içinde kaset olduğunu bilmiyordum! | Open Subtitles | لا ، لا تقتلني ، لم أعلم أن هناك شريط بكميرا القبعة |
| - O küçük hamam böceğinin hâlâ hayatta olduğunu bilmiyordum. | Open Subtitles | لم أكن أعلم أن ذلك الأرعن مازال على قيد الحياة |
| Herhangi bir aile içi şiddet ilişkisinde ilk aşamanın, kurbanı baştan çıkarmak ve büyülemek olduğunu bilmiyordum. | TED | لم أكن أعلم أن أول مرحلة في أي علاقة عنف أسري هي أن تغري وتفتن الضحية. |
| Cumartesi planlarımız olduğunu bilmiyordum. Kızlara söz vermiştim. -Ben de geleyim mi? | Open Subtitles | لم أعرف أن لدينا خطط يوم السبت وعدت صديقاتي أن أخرج معهن |
| Bir tilkiden kaçmanın olağan dışı olduğunu bilmiyordum. | Open Subtitles | لم أعرف أن الهروب من ثعلب أمر خارج عن المألوف |
| - Konsülün oğlu olduğunu bilmiyordum. - Büyük arenada şampiyon. | Open Subtitles | لم أكن أعرف أن القنصل لديه أبن انه بطل الميدان العظيم |
| Diplomatik konumun hakkında böyle hassas olduğunu bilmiyordum. | Open Subtitles | لم أكن أعرف أنك حساس للغاية بشأن وضعك السياسى |
| Bu kadar narin olduğunu bilmiyordum. | Open Subtitles | ها ها ها .. لم أكن أعلم أنك مرهف الحس هكذا |
| Zamanını saptadığımda, bayram günü olduğunu bilmiyordum. | Open Subtitles | لأننى عن تحديد الموعد لم أكن أعلم أنه يوم عطلة |
| İyi bir dansçı olduğunu biliyordum ama bu kadar iyi bir aktör olduğunu bilmiyordum. | Open Subtitles | علمت أنك راقص جيد لكنني لم أعلم أنك ممثل بارع |
| Beatles hayranı olduğunu bilmiyordum. | Open Subtitles | لم أعرف أنك تحب فرقة البيتلز لهذه الدرجة |
| Orada olduğunu bilmiyordum. Diğer tarafa dön, lütfen. | Open Subtitles | لم أكن أعلم أنها كانت هناك استدر من فضلك |
| Üzgünüm baba. Bunun böyle olduğunu bilmiyordum. | Open Subtitles | آسف، أبتِ، لم أكن أعلم أنّ جدّي كان هكذا |
| Şarapla Thai yemeği yemenin senin için bu kadar önemli olduğunu bilmiyordum. | Open Subtitles | فلم أكن أعلم بأن احتساء الخمر والطعام التايلندي بهذه الأهمية بالنسبة لك. |
| Koruma köpeğinin senin kadar işe yaramaz olduğunu bilmiyordum, Turtle. | Open Subtitles | وأنا لم أدرك أن كلب حراستك عديم النفع أكثر منك |
| Sende öyle maharetler olduğunu bilmiyordum. | Open Subtitles | لم أعلم أنه بإستطاعتك القيام بما فعلتيه هناك |
| Nişan yüzüğünün tek bir tarzı olduğunu sanıyordum. Birçok tarzı olduğunu bilmiyordum. | Open Subtitles | إعتقدت ان خاتم الخطوبه بشكل واحد, لم أعرف أنه يوجد أشكال كثيره |