| Mezuniyet hediyen. Pinyatanın içine koyacaktım ama baban böylesinin daha şık olduğunu düşündü. | Open Subtitles | هدية تخرجكِ، كنت سأضعها في البنيادا لكن والد ظن أن هذه طريقة أكتر لباقة. |
| Herkes büronun şaka olduğunu düşündü. Ama 2. | Open Subtitles | الكل ظن أن الوكالة كانت مهزلة, ما عدا الدخلاء... |
| Defilede Matmazel Dean'i bulup ona trajik haberi vermenin sizin yararınıza olduğunu düşündü. | Open Subtitles | لكنه ظن أنه سيكون في صالحك إن قابل الآنسة "دين" في عرض الأزياء وأخبرها بالخبر المأساوي |
| ilk ortaya çıktığımdan beri davanın bende olduğunu düşündü fakat bunları sana söylememeliydim -hayır biliyorum mahkemenin sahip olması gereken Minton gibi birini tanırdım bu o mu? | Open Subtitles | ظن أنه ليس لدي قضايا لأنه أول ظهور لي -ولكن لا يجب أن أخبرك بشئ من هذا -لا , كنت أعلم |
| Yani o, kadının yüzünü hırpaladı çünkü onun bir maske olduğunu düşündü. | Open Subtitles | إذاً عملت على تشويه وجه امرأة لأنها ظنت أنه كان قناعاً. |
| Karım kendime bir hobi bulmamın önemli olduğunu düşündü. | Open Subtitles | زوجتي ظنت أنه من الأفضل لو كانت عندي هواية |
| Herkes ikimizin deli olduğunu düşündü fakat biz gerçeği görüyorduk. | Open Subtitles | لقد ظن الجميع أنه أنا و أنت من المجانين لكننا كنا نرى الحقيقة. |
| Ayağa kalkmayı başardığında şöyle bir yıldızlara baktı ve yenecek birşeyler olduğunu düşündü. | Open Subtitles | حينما حقق أول وضع رأسى ألقى نظرة على النجوم و ظن أنها شئ يؤكل |
| Sanırım....ilginç biriydi, ya da öyle olduğunu düşündü. | Open Subtitles | وقد كان مهتمّا على حسب اعتقادي ظنّت أنه كان |
| - Evet. Jess'i tanıyorum, muhtemelen romantik olduğunu düşündü. | Open Subtitles | -اجل, إننى أعرف (جيس), على الأجرح هى .. |
| Elbette Will, Matthew' in da bir rehine olduğunu düşündü. | Open Subtitles | بالطبع ويل ظن أن ماثيو كان رهينة |
| Copilot Robert'tan helikopteri indirmesini istedi ve Robert inmenin çok tehlikeli olduğunu düşündü. | Open Subtitles | مساعدالطيارأراد(روبرت)أنيهبطبالمروحية, و (روبرت) ظن أن هذا الوضع خطر |
| Delilik olduğunu düşündü. | Open Subtitles | ظن أن الأمر ضرب من الجنون. |
| Kanın ona ait olduğunu düşündü. | Open Subtitles | لقد ظن أن هذا الدم يخصه |
| Garrett onun değerli bir varlık olduğunu düşündü. | Open Subtitles | جاريت" ظن أنه سيكون مهم جدا" |
| Driscoll yeterince yakın olduğunu düşündü. | Open Subtitles | دريسكول ظنت أنه توقيت متقارب |
| Driscoll yeterince yakın olduğunu düşündü. | Open Subtitles | دريسكول ظنت أنه توقيت متقارب |
| En iyisinin bu olduğunu düşündü, ben de onayladım. | Open Subtitles | ظنت أنه الحل الأفضل فوافقت |
| İlk önce herkes babamın bizim büyükbabamız olduğunu düşündü. | Open Subtitles | حسنا,لقد ظن الجميع فى البداية أنا أبانا هو جدنا |
| Çünkü neredeyse bir projektör olduğunu düşündü. | Open Subtitles | لأنه ظن أنها رمية عالية تصيب رأسه |
| Onun kanser olduğunu düşündü. | Open Subtitles | ظنّت أنه سرطان! |
| - Evet. Jess'i tanıyorum, muhtemelen romantik olduğunu düşündü. | Open Subtitles | -اجل, إننى أعرف (جيس), على الأجرح هى .. |