| Yaptıklarına dövündüğünün farkındayım lâkin bizi kurtarmak için doğru olduğunu düşündüğün şeyi yaptın. | Open Subtitles | أنا أعرف أنك تمقت أفعالك. ولكنك فعلت ما تعتقد أنه الصواب كي تنقذنا. |
| Doğru olduğunu düşündüğün şeyleri yaparak babanı memnun etmeye çalışmıyor muydun? | Open Subtitles | تُحاول إرضاء والدك عن طريق فعل ما تعتقد أنه صائب ؟ |
| Şey, asıl korkutucu olan, 10 yıl senin için önemli olduğunu... düşündüğün birşeyin peşinde koşmak... | Open Subtitles | كم هو شيء مخيف أن تقضي هذه السنوات العشر تركض وراء أشياء كنت تعتقد أنها ذات أهمية |
| Şey, asıl korkutucu olan, 10 yıl senin için önemli olduğunu... düşündüğün birşeyin peşinde koşmak... | Open Subtitles | كم هو شيء مخيف أن تقضي هذه السنوات العشر تركض وراء أشياء كنت تعتقد أنها ذات أهمية |
| İşleri kontrol altında tutması için ihtiyacın olduğunu düşündüğün adam bu mu? | Open Subtitles | خذ وقتك أهذا هو من تظنين أنه يمكنه التحكم في هذا الأمر كله؟ |
| Doğru olduğunu düşündüğün şeyi yap. Sonuna kadar sana arka çıkacağım. | Open Subtitles | عليك أن تفعل ماتظنه الصواب سأدعمك تماماً |
| - Senin olduğunu düşündüğün şeyleri al ve hayatımdan defol git! | Open Subtitles | -دفعت مقابله -خذ ما تظن أنه ملكك واخرج من حياتي |
| Biriyle tanışmanın hayatın asıl amacı olduğunu düşündüğün için her gün sana yeni planlarla geliyoruz. | Open Subtitles | أنكِ تعتقدين الالتقاء برجل هو النقطة الرئيسية في الحياة لذا نحن علينا عقد اجتماع كل يوم لوضع خطة للعبة |
| Onun iğrenç olduğunu düşündüğün halde onun krakerlerini yiyiyorsun. | Open Subtitles | من الغريب أن تعتقد أنّه مقزّز، في حين أنّك تأكل بسكويته. |
| Bu yüzden, eğer masana, önemli olduğunu düşündüğün bir şey gelirse doğruca bana bildirmeni istiyorum, tamam mı? | Open Subtitles | لذا لو مر بك أي شيء تعتقد أنه مهم اريدك أن تأتي به إلي مباشرةً، مفهوم؟ |
| Zamanında doğru olduğunu düşündüğün ama şimdi tekrar yapmak için canını vereceğin bir şey var mı? | Open Subtitles | هل سبق لك وفعلت شيئًا كنت تعتقد أنه صوابًا في وقتها، والآن قد تُضحي بحياتك للعدول فيه؟ |
| Yani, evet. Doğru olduğunu düşündüğün şeyi yaptığını sanıyordum. | Open Subtitles | أعني ، أجل ، كُنت فقط تقوم بما تعتقد أنه صحيح |
| Zamanında doğru olduğunu düşündüğün ama şimdi tekrar yapmak için canını vereceğin bir şey var mı? | Open Subtitles | هل سبق لك وفعلت شيئًا كنت تعتقد أنه صوابًا في وقتها، والآن قد تُضحي بحياتك للعدول فيه؟ |
| Adam senindir. Doğru olduğunu düşündüğün her şeyi yapabilirsin. | Open Subtitles | إنه لك ، لتفعل به ما تعتقد أنه صائب |
| Sadece onun farklı olduğunu düşündüğün için. | Open Subtitles | لما تعتقد أنه مختلف ؟ |
| Ve üçünü de sen bunu öğrenmemizin kötü bir fikir olduğunu düşündüğün için kaybederiz. | Open Subtitles | وسنفقد ثلاثتهم لأنك تعتقد أنها فكرة سيئة أن تخبرنا. |
| New York'ta olduğunu düşündüğün için gidiyorsun. | Open Subtitles | أنت تغادر لأنك تعتقد أنها متواجدة بها ومثلهذاالوقتالإسبوعالقادم، |
| Aptalca olduğunu düşündüğün için bu konuda birşey yapmazsan hiçbir zaman daha iyi olmaz, değil mi? | Open Subtitles | إذا لم تفعل أي شيء حياله لأنك تعتقد أنها حماقة فلن يتحسن الأمر أبداً, صحيح؟ |
| Gladys, doğru olduğunu düşündüğün şeyi yapmalısın. | Open Subtitles | غلاديس , عليكِ فعل ما تظنين أنه صائباً |
| Ona ne şüphe! Burada kalmak bir şey, buradan kurtulmak başka bir şey. En iyisi olduğunu düşündüğün şeyi yap. | Open Subtitles | بالتأكيد افعلي ما تظنين أنه الأفضل |
| Doğru olduğunu düşündüğün şeyi yapıyorsun. | Open Subtitles | افعــــل ماتظنه انـــــــــه صحــيح |
| Tamam mı? Senin çok altında olduğunu düşündüğün birine. | Open Subtitles | احتجت شخص ما تظن أنه معتوه أسوأ منك |
| Ama sen ortada büyük bir dava olduğunu düşündüğün sürece beni ve Erica'yı korumak için savaşırsın. | Open Subtitles | لكن، طالما أنكِ تعتقدين أنّ هناك قضية كبيرة، ستحاربين لحمايتي و (إيريكا) |
| Doğru olduğunu düşündüğün şeyi yap. | Open Subtitles | افعل أيّ كان ما تعتقد أنّه صائب |