| Bunların doğru olduğunu söylemiyorum. Ben sadece ne yapacağımı bilmiyorum. | Open Subtitles | لا أقول أن أي من هذا صحيح أنا فقط لا أعلم ما أفعل حول ذلك |
| Bir kadının yerinin, erkeğin kâlbi ve yatağı olduğunu söylemiyorum. | Open Subtitles | لا أقول أن مكان المرأة بالمدفأة و الفراش |
| İyi biri olduğunu söylemiyorum fakat iyi bir yönü de var. | Open Subtitles | لا أقول أنه شخصٌ طيب لكن... لديه جانب مضيء إنه يحب فتاته |
| Bir aziz olduğunu söylemiyorum, ama bir kadını tecavüzden kurtarmıştı. | Open Subtitles | لا أقول بأنه مقدس ولكنه قام بإنقاذ امرأة من الإغتصاب |
| Evrenin kötü olduğunu söylemiyorum ama çok kötü bir espri anlayışı var. | Open Subtitles | أنا لا أقول بأن الكون شر محض لكن لديه ميلان نحو الشر |
| Tamam, onun hatasız olduğunu söylemiyorum ama bu yalanı korktuğu için söyledi. | Open Subtitles | حسناً لا أقول أنها لم تخطأ. لكن الكذب , كان لأنها كانت خائفة. |
| Bunun mantıklı olduğunu söylemiyorum. Sadece insanın doğası olduğunu söylüyorum. | Open Subtitles | لا أقول أنّه أمر منطقيّ بل أقول أنّه أمر إنسانيّ |
| Hastalanan ya da ölen herkesin kötü olduğunu söylemiyorum. | Open Subtitles | لا أقول أن كل من يمرض أو يموت هو شخص سيء |
| Bunun o şeyle ilgisi olduğunu söylemiyorum. | Open Subtitles | أنا لا أقول أن الأمر حصل بسبب ذلك الشئ المسكون أنا أعرف كيف كان ذلك |
| Evet. Onu yakalamazsak bu dava asla kapanmayacak. İnsanların ölümlerini durdurmanın anlamsız olduğunu söylemiyorum. | Open Subtitles | أجل هذه الطريقة هي الأفضل للإمساك بـ كيرا ، أنا لا أقول أن موت جميع الضحايا لا معنى له |
| Bir nedeni olduğunu söylemiyorum ama tüm kurbanları tanıyordu. | Open Subtitles | تم فصله منذ ثلاث سنوات لا أقول أن هناك دافعاً للقتل لكنه يعرف كل الضحايا |
| Seninle çıkmamın tek sebebinin bu olduğunu söylemiyorum. | Open Subtitles | لا أقول أن هذا هو السبب الوحيد لخروجى معك |
| Oğlumun o kıza yaptığının doğru olduğunu söylemiyorum. | Open Subtitles | لا أقول أن ما فعله أبنى مع تلك الفتاه كانصحيحا. |
| Şüphelimizin o olduğunu söylemiyorum ama bu yaşta çocuklar bir şeyler patlatmaya bayılırlar. | Open Subtitles | "لا أقول أنه "المجهول ولكن الفتيان في عُمره يحبّون تفجير الأشياء |
| Gerçek olduğunu söylemiyorum. | Open Subtitles | أنا لا أقول أنه شيء حقيقي بالفعل. |
| Şu an için iyi bir haber olduğunu söylemiyorum ama az da olsa mutlu... | Open Subtitles | انا لا أقول بأنه انباء جميله, في حال ظروفك ولكن يجب ان تكون سعيد |
| Savaşın güzel bir iş olduğunu söylemiyorum. | Open Subtitles | أنا لا أقول بأن الحرب أعمال تبعث على السرور |
| Eğer öyleyse, ki ben öyle olduğunu söylemiyorum, bunu sana onun söylemesi gerekmez mi? | Open Subtitles | إذا كانت كذلك وأنا لا أقول أنها كذلك -ألا ترى أنها من عليها أن تخبرك بهذا؟ |
| Harika bir seçim olduğunu söylemiyorum. Onun seçimi olduğunu söylüyorum. | Open Subtitles | لستُ أقول أنّه اختيار رائع، بل أقول إنّه خياره هو |
| Dünyanın uzun süredir kesintisiz bir barışa sahip olduğunu söylemiyorum. | Open Subtitles | لا أقول بأنّ العالم في تلك الفترة المتواصله من السلام |
| Bu akşam olan şeyin iyi bir şey olduğunu söylemiyorum. | Open Subtitles | انظر، أنا لا أقول أنّ ما حدث الليلة كان صوابًا |
| Bunun kesin olduğunu söylemiyorum, sadece biraz daha düşünüp öyle öyle karar vermek istiyorum. | Open Subtitles | لا أقول إنه قرار نهائي أريد أن أفكر به فقط و سأتخذ قراراً عما قريب.. |
| Şimdi, beyler, bunun giriştiğimiz en kolay iş olduğunu söylemiyorum, ama, dünya için bunun üstesinden gelmeliyiz | Open Subtitles | الآن، أيها السادة أنا لا أقول ان هذا سيكون أسهل حفلة نحضرها و لكننا لا ينبغي أن نفسدها أبدا |
| - Eğer öyleyse, öyle olduğunu söylemiyorum... - Öyle. | Open Subtitles | .. ـ لو كان كذلك، وأنا لا أقول إنه ـ إنه كذلك |
| Gereksiz olduğunu söylemiyorum, efendim. | Open Subtitles | لم أقل أنه ليس ضروريا سيدى |
| Kolay olduğunu söylemiyorum | TED | لا أدعي أن الأمر سهل |
| Haklı olduğunu söylemiyorum ama görevin gerçeklerini bilmeyi hak ediyorlar. | Open Subtitles | أنا لا أقول أنك محق و لكنهم يستحقون معرفة حقائق المهمة |
| Ben evinin perili ya da başka birşeyli olduğunu söylemiyorum. | Open Subtitles | أنا لا أقول إن منزلها مسكون أو أي شيء آخر |