| Diğer odada oldukları için çok şanslılar. Yoksa kıçlarını dondururdum. | Open Subtitles | إنهم محظوظين لكونهم في غرفة أخرى وإلاّ لجمّدت مؤخراتهم جميعاً |
| Ve daha sonra bankalarını suçluyorlar kendilerine krediyi veren kötü adamlar oldukları için. | TED | ثم يلومون البنوك لكونهم الطرف الشرير الذي أعطاهم الرهونات. |
| Ama onlar arkadaşı oldukları için yanında değiller ünlü olduğu için yanındalar. | Open Subtitles | في الحقيقة كأنهم ليسوا معه لانهم أصدقائه لانهم يحيطوه فقط لكونه مشهور |
| ..seni sevenleri ve sana inananları... ..kör oldukları için sana inanmayanları da esirge. | Open Subtitles | نجّ ِأولئك الّذين يحبّونك و يؤمنون بك و أولئك الّذين لا يؤمنون بك نجّهم لأنّهم عميان |
| Hepsi atılıyor, kesinlikle yenilebilir, sadece yanlış şekil ve büyüklükte oldukları için. | TED | كلها تم التخلص منها، وهي صالحة للأكل، لأنها لا تطابق الحجم أو الشكل المطلوب. |
| Başarısız olduklarında ise, aptal oldukları için değil, sınav adaletsizce hazırlandığı içindir. | TED | عندما أخفقوا، لم يكن ذلك لأنهم كانوا أغبياء، بل فقط لأن الاختبار كان غير عادلاً. |
| - Keşke sırf kötü oldukları için hapse atabilsem. | Open Subtitles | تمنيت لو أمكننا زجهما في السجن فقط لكونهما شخصين فظيعين |
| Öyle oldukları için kendilerinden ve hiddetleri hoş kızları cezbeden dışa dönüklerden nefret ederler. | Open Subtitles | إنهم يكرهون أنفسهم لكونهم معتدلين و يكرهون المتفتحين الذى يعتبر عنفهم بمثابة عامل جذب للفتيات اللطيفات |
| Çoğu zaman teslim oldukları için mutlu görünüyorlardı. | Open Subtitles | و فى الكثير من الحالات كانوا سعداء جداً لكونهم قد أستسلموا |
| Ve yazar oldukları için bunu bilemeyecek kadar salaklar. | Open Subtitles | و لكونهم كُتّاب فهم أغبياء لن يتوصلوا لذلك. |
| Kuruluşun bunu canavar oldukları için yaptığını sanmıyorum. | TED | ولا أعتقد أن المؤسسة قامت ذلك لانهم كانوا بهذه الفظاعة. |
| Erkekler iyi oldukları için seçme hakkını yitirmez. | Open Subtitles | فلها ان تصوت فالرجال يصوتون الانهم رجال وليس لانهم جيدون |
| Erkekler iyi oldukları için seçme hakkını yitirmez. | Open Subtitles | فالرجال يصوتون الانهم رجال وليس لانهم جيدون والنساء يجب ان يصوتن ليس لانهن ملائكة ولسن حيوانات كالرجال |
| Kötü olan hiçbir şey benim hatam değil. Dandik anne baba oldukları için suçlu onlar. | Open Subtitles | أنت لا تفهم، كل تصرف سيئ أفعله ليس غلطتي، بل غلطتهم لأنّهم والدان سيئان |
| Zayıf ve savaşmaktan aciz oldukları için senin peşindeler. | Open Subtitles | يتبعوك فقط لأنّهم ضعفاء على أن يُقاتلوا بأنفسهم. |
| Bu sadece Toyota malzeme bilimine bağlı oldukları için etkili olan bir şey değil aynı zamanda davranışsal bilime de bağlı oldukları için etkili. | TED | إنها فعالة ليس فقط لأن تويوتا استثمرت في علم المواد و لكن لأنها استثمرت في علم السلوك أيضا |
| Ülkelere en başta, zengin oldukları için, güçlü oldukları için, başarılı oldukları için , modern oldukları için, teknolojik olarak ilerde oldukları için saygı göstermiyoruz. | TED | لا نعجب بالدول لأنها غنية، ولا لأنها قوية أو لأنها ناجحة، أو لأنها عصرية، أو لأنها متقدمة تكنولوجيًا. |
| Sevilmem. İyi asker oldukları için yaparlar. | Open Subtitles | لست كذلك , سيفعلوا ذلك لأنهم جنود شجعان |
| Hayatta oldukları için şanslılar. | Open Subtitles | وأنهما محظوظتين لكونهما على قيد الحياة. |
| Her türlü ruhtan ve umuttan ve inançtan arındırılmak üzere, sadece başka bir ırk ve dinden oldukları için. | Open Subtitles | و يتم تجريدهم من روحهم و أملهم و إيمانهم فقط لأنهم من جنس آخر و عقيده أخرى |
| Doktor, insanlar sağır oldukları için cinayet işlemezler. | Open Subtitles | إيتها الطبيبة .. الناس لا يقتلون لمجرد أنهم صَمَ |
| Hobbs kurbanlarını onurlandırmak için yiyordu Matador onları, kendisi için domuzdan farksız oldukları için yiyor. | Open Subtitles | هوبز أكل ضحاياه لتكريمهم السفاح يأكل ضحاياه لأنهم ليسوا أكثر من خنازير بالنسبة له |
| Ailesi cin içip öksürük şurubuyla kendilerini uyuşturup arkadaşlarıyla seks satrancında zaman geçirmekle meşgul oldukları için fark etmemişlerdir. | Open Subtitles | أبويه لَمْ يُلاحظوا لأنهم كَانوا مشغولون جداً المُعَالَجَة الذاتية بالجِنِّ وعصير سعالِ يَستعملُ أصدقائُهم كبيادق |
| Yahudilerden vampir oldukları için mi yoksa fırtına süvari oldukları için mi nefret ediyorsun? | Open Subtitles | و انت هل تكرههم لأنهم مخنثون أم لأنهم يتصرفون كجندي العاصفة؟ |
| - Hayır. Sistemde suçlu oldukları için kayıtlı değiller. | Open Subtitles | هن لَسْنَ في النظام لأنهن يعتبرن مجرمات |
| Kötü oldukları için langırtta iyiler. | Open Subtitles | إنهم يجيدون كرة الطاولة لأنهم أشرار |
| Zombi oldukları için öldürülmüşler. | Open Subtitles | قتلهم أحدهم لأنهم من الزومبي |
| Çocuk oldukları için kanunda yer alan en uzun ceza olan 5 ila 10 yıl arası hapisle cezalandırıldılar. | Open Subtitles | لأنهم كانوا أحداث حكم على الثلاثة بالسجن من خمس إلى عشر سنوات أقصى حد مسموح به من قبل القانون |