| İnsan üstü bir güce sahip olduklarını biliyoruz ama onlara zarar verebiliyoruz. | Open Subtitles | نعلم أن لديهم قوه أكبر من القوه البشريه لكننا يمكننا أن نؤذيهم |
| Bu suçluların kaçırma ve kurbanlarını saklamada yetenekli olduklarını biliyoruz. | Open Subtitles | نعلم أن هؤلاء المعتدون ماهرون في عمليات الخطف وإخفاء ضحاياهم |
| Tartışmasız seyirci olduklarını biliyoruz. | Open Subtitles | نعلم أنهم كانوا متفرجين. لا أحد يعارض ذلك. |
| - 90. doğu otobanı civarında olduklarını biliyoruz. | Open Subtitles | نحن نعلم أنهم كانوا يتجهون 'شمالا على طريق 'أنترستايت |
| Amerikalıların yarısının gelecekteki eşleriyle 30'lu yaşlarında evlendiklerini, beraber yaşadıklarını ya da sevgili olduklarını biliyoruz. | TED | نحن نعلم أن أكثر من نصف الأمريكيين. قد تزوجوا أو يعيشون مع أو يواعدون شريكهم العاطفي المستقبلي بحلول سن ال30. |
| Evren gerçek canavarların yaşam mekanı. Onları göremiyoruz fakat orada olduklarını biliyoruz. | Open Subtitles | يحوي الكون وحوشاً حقيقية لا يمكننا رؤيتها ولكنّنا نعلم أنّها موجودة |
| Örneğin Irak'a gönderilen alüminyum tüplerin sadece nükleer silah üretimi ve santrifüj için olduklarını biliyoruz. | Open Subtitles | نحن نعلم بأن هناك شحنات "دخلتَ إلى "العراق على سبيل المثال أنابيب الألمنيوم الوحيدة حقيقةً التي تتناسب مع "برامج الأسلحة النووية "برامج الطارد المركزي |
| En azından profesyoneller olduklarını biliyoruz. Benim için aynısını söyleyemeyecek olmamız ne kadar üzücü. | Open Subtitles | على الأقل نعلم بأنهم محترفون، للأسف لا يمكن قول الشيء نفسه عني |
| En azından buradakilerin iyi olduklarını biliyoruz. | Open Subtitles | على الأقل نَعْرفُ بأنّهم لطفاء هنا |
| Teröristlerin, sivilleri öldürmeye niyetli olduklarını biliyoruz. | Open Subtitles | نحن نعلم أن الارهابيين على استعداد لقتل مدنيين. |
| Fetişistlerin aldıkları uzuvlara sadık olduklarını biliyoruz ancak şüpheli bu uzuvların bütününe sadık sanırım. | Open Subtitles | رفاق .نعلم أن المهتمين بالتعويذات مخلصين لأجزاء الجثة التي يأخذونها لكن أعتقد أن هذا المجرم |
| Ne yaptıklarını bilmiyoruz ama dışarıda bir yerde olduklarını biliyoruz. | Open Subtitles | لا نعلم ماذا يفعلون ولكن نعلم أنهم موجودون بالخارج |
| Kesinlikle. Onları görüyoruz, gerçek olduklarını biliyoruz. | Open Subtitles | تماماً , نحن نراهم نعلم أنهم حقيقة |
| Hayır, ama birlikte olduklarını biliyoruz. | Open Subtitles | لا، ولكننا نعلم أنهم معاً. |
| Kasırgaların geçmişte de devamlı olduklarını biliyoruz." | TED | نحن نعلم ان الاعاصير لطالما حدثت في الماضي |
| Var olduklarını biliyoruz çünkü onları gördük. | Open Subtitles | نعلم أنّها موجودة لأنّنا شاهدناها، |
| Örneğin Irak'a gönderilen alüminyum tüplerin sadece nükleer silah üretimi ve santrifüj için olduklarını biliyoruz. | Open Subtitles | نحن نعلم بأن هناك شحنات "دخلتَ إلى "العراق على سبيل المثال أنابيب الألمنيوم الوحيدة حقيقةً التي تتناسب مع "برامج الأسلحة النووية "برامج الطارد المركزي |
| Her yerde olduklarını biliyoruz artık. Gezegene sadece inmiyorlar, işgal ediyorlar. | Open Subtitles | اذا، نعلم بأنهم في كل مكان ليس فقط لحفل استقبال انما يشكلون قوة احتلال |
| Gemiyi iki hafta önce dünya açıklarında sürüklenirken bulduk yani burada olduklarını biliyoruz. | Open Subtitles | وجدوا المكوك ينجرف خارج الساحل منذ أسبوعين لذا نعرف أنهم حولنا |
| Tarikata dahil olduklarını biliyoruz ama cihatçı ya da aşırı sağcı değiller. | Open Subtitles | نعرف بأنهم طائفة ولكنهم ليسوا جهاديون أو تابعين إلى الجناح اليميني المتطرف |
| Onu uzağa gönderecek kadar zeki olduklarını biliyoruz. | Open Subtitles | نعلم أنهما كانا أذكياء كفايةً ليرسلوه بعيدًا |
| Ciddi olduklarını biliyoruz. Sözleşme... .."ya öde ya üstlen modeli". | Open Subtitles | ونحن نعلم انهم جديون فهم يدفعوا عند الموافقة |