| Bugün gerçekten burada olmak istedi, ama yapacak çok önemli işleri vardı. | Open Subtitles | أراد أن يكون هنا اليوم و لكن لديه أشياء مهمة ليقوم بها |
| Çünkü ortak olmak istedi ve siz de onu ortak yaptınız. | Open Subtitles | لأنه أراد أن يكون شريكًا هنا وأنتم جعلتموه شريكًا هنا بالفعل |
| Son kek yapışımızda şef olmak istedi. Şef benim. | Open Subtitles | أخر مرة عملنا الكعك أرادت أن تكون الطاهية |
| Rahibe olmak istedi ama zor durumda kaldı. | Open Subtitles | أرادت أن تكون راهبة، لكنها وقعت في مشكلة. |
| O oyunculuğu çok seviyor, küçüklüğünden beri hep aktör olmak istedi. | Open Subtitles | إنه يحب التمثيل، لطالما أراد أن يصبح ممثلاً. حتى في صغره |
| Bence, Bobby hep bir başkası olmak istedi. | Open Subtitles | أظن ان بوبي دائما اراد ان يكون مثل أي شخصا اخر |
| O burada Musa olmak istedi, bize demokrasi verdi. | TED | أراد أن يكون منقذاً هنا، لقد أعطانا ديمقراطيةً. |
| Öyle büyük olmak istedi ki, Öyle uzaklara gidecek... | Open Subtitles | إن أراد أن يكون شخصاً مهمّاً، كانيتمادىكثيراً.. |
| Ve ilk olmak istedi, hepimiz gibi, Amerikalıların önünde olmak istedi. | Open Subtitles | أراد أن يكون الأول وان يتقدم على الأمريكان مثلنا كلنا |
| Değişimi kucakladı çünkü her zaman, olduğundan daha iyi bir adam olmak istedi. | Open Subtitles | لأنه طالما أراد أن يكون أفضل مما كان عليه. |
| Elde edeceği deneyimlere olabildiğince yakın olmak istedi. | Open Subtitles | حسناً, أظنه أراد أن يكون قريباً إلى ما عاشه في الحقيقة بقدر الإمكان |
| Çocukların ölümünden zevk almak için orada olmak istedi. | Open Subtitles | لقد أراد أن يكون موجوداً هناك ليستمتع بموت الفتي |
| Bizim bir kardeşimiz olmak istedi fakat biz onu yönlendirmediğimiz sürece o şeylerin hiçbiri gerçekleşmeyecekti. | Open Subtitles | أرادت أن تكون أختي الصغرى لكن لا شيء من هذا كان سيحدث حتى نهتم بشأنها |
| Orada zor bir savaş verdi çünkü burada seninle birlikte olmak istedi. | Open Subtitles | لقد قاتلت بقوه لتصل هنا لأنها أرادت أن تكون هنا معك |
| Öğrenci grubumuza üye olmak istedi. | Open Subtitles | " أرادت أن تكون من أخوية " غاما دلتا غاما |
| Daha yavaş ilerlemek istedi, daha temkinli olmak istedi. | Open Subtitles | , هي أرادت أن نتروى أرادت أن تكون حذرة |
| Süper polis olmak istedi, ben de ona 5 yüksek profilli çok önemli dava vaad ettim, ruhuna karşılık, ve bu da 5. davasıydı. | Open Subtitles | أراد أن يصبح شرطي خارق لذا وعدته بـ 5 ملفات لشخصيات بارزة و قضايا مهمة جداً مقابل روحه |
| Bizden biri olmak istedi; bunun yerine kendi kendine bizim yöntemlerimizi öğrendi; | Open Subtitles | هو اراد ان يكون واحدا منا ، بدلا عن ذلك علم نفسه طرقنا احاط نفسه بـ |
| Sonra operayı keşfetti ve tabii ki dünyanın en iyi yazarı da olmak istedi. | Open Subtitles | بعدئذ اكتشفت "ستندهال" وبالطبع أرادت أن تصبح كاتبة رواية |
| Wolf samimi olmak istedi. | Open Subtitles | ولـف أرادَ أَنْ يتودد. |
| Dolabındaki çiçekleri bulduğundan emin olmak istedi. | Open Subtitles | لقد كان بخزانتك ليتأكد من حصولك على تلك الزهور |
| Senin yanında olmak istedi. | Open Subtitles | أرادت ان تكون معك |