| Sen ve ben, biz hemen çift olmak zorunda değiliz. | Open Subtitles | وأنا وأنتِ ليس علينا أن نكون زوجين فوراً |
| Tamam. Tamam. Tam 7.30'da orada olmak zorunda değiliz. | Open Subtitles | حسنا ، ليس علينا أن نكون هناك عند السابعة و النصف تماما |
| Ortak olmak zorunda değiliz, kardeşim. | Open Subtitles | ليس علينا أن نكون شركاء، يا أخي. |
| Tamamen mezara girene kadar bar sinekleri olmak zorunda değiliz. | Open Subtitles | لا يجب أن نكون عشاق حانات عائدين من قبورهم |
| Anneni inkâr etmek gibi olmasın ama, bizi akıllı olmakla itham eden annenin aksine hayır, gerçekçi olmak zorunda değiliz. | Open Subtitles | لا أكذب أمك العجوز العزيزة التي أيضاً تتمتع بجمال و روعة لكن لا يجب أن نكون واقعيين... |
| Yalnız olmak zorunda değiliz, Jack. | Open Subtitles | لست مضطّرًا أن تكون وحيدًا يا (جاك) |
| Yalnız olmak zorunda değiliz, Jack. | Open Subtitles | لست مضطّرًا أن تكون وحيدًا يا (جاك) |
| Bizim için iyi birşey, herşeyi ortaya çıkarttı ve onurlu olmak zorunda değiliz. | Open Subtitles | لكن من الجيد لنا أنه أظهر لنا طريقة عمله وليس علينا أن نكون صادقين |
| Tabiat zalim olabilir ama biz öyle olmak zorunda değiliz. | Open Subtitles | الطبيعة قاسيه، و لكن لا يجب علينا أن نكون كذلك |
| Sürekli dip dibe olmak zorunda değiliz. | Open Subtitles | ليس علينا أن نكون ملتصقين بالأوراك |
| Bir tanemiz şehirden ayrılacağını söylerken, diğerinin onu durdurmak için havaalanına koştuğu çiftlerden olmak zorunda değiliz. | Open Subtitles | ليس علينا أن نكون ذلك الزوجين.. الذي يقول أحدنا أنه سيرحل من المدينة... . |
| Arkadaş olmak zorunda değiliz. | Open Subtitles | لا يجب أن نكون أصدقاء |
| Ve namuslu olmak zorunda değiliz. | Open Subtitles | وليس علينا أن نكون صادقين |
| Bak, burada olduğun için Bay ve annem adına gerçekten mutluyum ama arkadaş olmak zorunda değiliz. | Open Subtitles | انظر، أنا مسرورة حقا أنك هنا لباي ولأمي... لكن لا يجب علينا أن نكون أصدقاء. |