| Kalbi zayıf bir adam, nükleer bir bombayla birlikte olmamalı. | Open Subtitles | رجل بقلب ضعيف لا يجب أن يكون مع قنبلة نووية |
| Koşmalarını ve oyun oynamalarını sağlamak çok zor olmamalı, değil mi? | Open Subtitles | لا يجب أن يكون الأمر صعبا على حثهم على الركض واللعب،صحيح؟ |
| Bu senin gibi zengin biri için çok da zor olmamalı. | Open Subtitles | انه لن يكون مشكلة لشخص ما من الواضح, غنى جداً مثلك |
| Cesetleri ortadan kaldırmak için gereken aletleri bulması çok zor olmamalı. | Open Subtitles | لن يكون صعبًا عليه الحصول على مواد تجعل الجثث تختفي تمامًا. |
| Şimdi rahatla ve zihnini boşalt. Senin için zor olmamalı zaten. | Open Subtitles | إسترخي, أجعل عقلك صافي لا ينبغي أن يكون هذا صعب عليك |
| Bu senin için hiçbir zaman ciddi bir şey olmadı. olmamalı da zaten. | Open Subtitles | لن يكون هناك اشياء جادة في حياتك, ولا يجب ان يكون اساساً ؟ |
| Ama eğitim kültüründe baskın olmamalı. | TED | ولكن لا ينبغي أن تكون الثقافة المهيمنة على التعليم. |
| Bak, burada olmamalı. Bunu biliyorsun. | Open Subtitles | انظري ، هو لا يمكن أن يكون هنا أنتي تعرفين ذلك |
| Ne bilim için ne de toplum için iyi ve bence böyle olmamalı. | TED | فهو ليس جيدًا للعلوم، وليس جيدًا للمجتمع، ولا أعتقد أنه يجب أن يكون على هذا النحو. |
| Köle ve efendi olmamalı. Anladın mı? | Open Subtitles | ولا يجب أن يكون هناك سادة و عبيد, أتفهم؟ |
| Daha başka güvenlik ihlali olmamalı. | Open Subtitles | لا يجب أن يكون هناك المزيد من الإختراقات الأمنيه |
| Cesetleri ortadan kaldırmak için gereken aletleri bulması çok zor olmamalı. | Open Subtitles | لن يكون صعبًا عليه الحصول على مواد تجعل الجثث تختفي تمامًا. |
| Sen Starrett'i buraya getir. Kancaya yakalanması zor olmamalı. | Open Subtitles | دع ستاريت يأتي إلى هنا لن يكون من الصعب إستدراجه |
| Şimdi 67, yeni en yüksek olası ortalamamız, öyleyse hiçbir makul tahmin bunun ⅔'ünden, yani 44'den büyük olmamalı. | TED | إن 67 هو أعلى متوسط ممكن جديد، لذلك لا ينبغي أن يكون أي تخمين معقول أعلى من ثلثي ذلك، والذي هو 44 |
| Elbiselerin yakınında bile olmamalı bırak düğmeyi. | Open Subtitles | لا ينبغي أن يكون في أي مكان بالقرب من الملابس. ناهيك زر القديم. |
| Anne, belkide anahtarın olmamalı. | Open Subtitles | امى .. اعتقد انه لا يجب ان يكون معكى مفتاح |
| Şimdi düşününce, hastaların gerçek anlamda sağlıklı olabilmeleri için tasarlanmış bir doktor randevusu oluşturmak çok da zor olmamalı. | TED | الآن لا ينبغي أن تكون معقداً للغاية لوصف ما يحتاجه الناس ليكونوا أصحاء. |
| Bundan sonra herhangi bir aksaklık olmamalı, tamam mı? | Open Subtitles | ونحن لا يمكن أن يكون أي نوع من المشاكل ، بعد ذلك ، بخير؟ |
| Eğer birlikte barış içinde yaşayacaksak, aramızda duvar olmamalı. | Open Subtitles | إذا كان لنا أن نعيش سوياً في سلام يجب ألا يكون بيننا جدار |
| Ve genç yıldızlar da, tam tersi, oralarda olmamalı. | TED | علـى نفس النمط، للنجوم الشابة، أو بشكل تبايني لا يجب أن تكون هناك |
| Gündemimiz mültecilerin ülkemize gelmesini nasıl engelleyeceğimiz olmamalı. | TED | يجب أن لا يكون الحل منع اللاجئين من القدوم إلى بلداننا. |
| Küçük işletmeler, çalışma süresi veya girişimciler için istisnalar olmamalı. | TED | يجب أن لا يوجد أي استثناءات للشركات الصغيرة، ومدة العمل أو حتى لرواد الأعمال. |
| Cevaplar basit olmamalı, çünkü beyin basit değil. | TED | و الاجابة لا يجب ان تكون بسيطه ، لأن الدماغ ليس بهذه البساطة |
| Burada kal. Burada kimse olmamalı. | Open Subtitles | ابق عندك، لأنه لا يفترض أن يكون هناك أحد آخر |
| Biliyor musun, senin gibi bir kız, tek başına buralarda olmamalı. | Open Subtitles | هل تعلمين , فتاة مثلك لايجب أن تكون وحدها بالخارج هنا |