| Göt lalesi, şu an yaz okulunda olmamanın tek sebebi seni almamış olmaları. | Open Subtitles | أنت, كيس القمامة, السبب الوحيد لعدم دخولك المدرسة الصيفية أنهم لم يقبلوا بك |
| Aile sahibi olmamanın iyi bir yanı olsa gerek bu. İşine odaklanabiliyorsun. | Open Subtitles | هذا سبب وجيه لعدم حصولكِ على عائلة، كي تُركيزي في عملك. |
| Oğlum, teslim olmamanın bedeli olarak bir donanma soğutucusunda yatıyor yani lütfen bana inanç ve intikamdan bahsetme! | Open Subtitles | إبني يرقد في ثلاجة البحرية كثمن أدفعه لعدم الإستسلام لذلك لا تخبرني عن الإيمان و الإنتقام |
| Ama evde olmamanın işe yaradığını biliyorum. Seni motive ediyor. | Open Subtitles | أعلم أنّ تواجدك بعيداً عن المنزل يجدي، إنّه ما يحفّزك. |
| Hücrede olmamanın tek sebebi benim. | Open Subtitles | انا السبب الوحيد لعدم تواجدك في الزنزانة |
| Artık seninle evli olmamanın en güzel yanı ne biliyor musun? | Open Subtitles | اتعلمين ما أحب حيال عدم كوني متزوج منك بعد الآن؟ |
| Hamile olmamanın iyi tarafını bilmek ister misin? | Open Subtitles | أتريدين أن تعرفي الشئ الجيد لعدم حملكِ؟ |
| Yani, herhalde bu kızgın olmamanın "beni vurdun" karşılığı olmalı. | Open Subtitles | أعني أن هذا لابد أن يكون مساوياً لعدم غضبه لكونكِ "أنتِ أطلقت النارَ عليّ". |
| Hapiste olmamanın tek sebebi bu. | Open Subtitles | هذا هو السبب الوحيد لعدم دخولك للسجن |
| Aslında CatCo'da çalışıyor olmamanın iyi bir tarafı var. | Open Subtitles | "حسنا، هناك امر رائع لعدم العمل في "كاتكو |
| Kütüphanede olmamanın sebebi o mu? | Open Subtitles | هل هو السبب في عدم تواجدك في المكتبة ؟ |
| Artık polis olmamanın faydalarından biri. | Open Subtitles | إحدى مزايا عدم كوني شرطي بعد الآن |