| Hatırladığım kadarı ile çapraz yaptığın o çizginin, aşağıya doğru olması gerekirdi. | Open Subtitles | كما أذكر، فإن الخط الذي ترسمه يجب أن يكون عمودياً، لا عرضياً. |
| Şarapnel parçaları olması gerekirdi. Şurada ve şurada. - Ama yok. | Open Subtitles | يجب أن يكون هناك شظايا هنا وهنا ، ولكنها ليست موجودة |
| - Buraya gelmiş olması gerekirdi. - Takımından bir kişiyi geride bıraktın. | Open Subtitles | كان يجب أن يكون هنا الآن لقد تركت أحد أعضاء فريقك خلفك |
| Aracının paralarla burada olması gerekirdi. | Open Subtitles | من المفترض أن يكون الوكيل هنا ومعه المال |
| Bunu geçici bir ilişki olması gerekirdi. | Open Subtitles | لقد لقد كان من المفترض أن تكون علاقة قصيرة. |
| Eğer Chris top oynamak isteseydi o anki halinden çok daha güçlü olması gerekirdi. | Open Subtitles | لكن إن أراد كريس أن يلعب الكرة توجب عليه أن يكون أخشن مما كان عليه |
| Hepsi bir hataydı; hiç olmamış olması gerekirdi ama oldu. | TED | كان خطأ برمته؛ كان ينبغي أن لا يحدث أبدا. |
| Bir telepat olması gerekirdi. Bir gorilin kalp atışlarını duymuştum. | Open Subtitles | كان يجب أن يكون تخاطرا لقد سمعت نبض قلب الغوريلا |
| O halde yanığın benek benek olması kalıntıların derinin altında kurumuş olması gerekirdi. | Open Subtitles | أجل، لكن يجب أن يكون للحرق تنقيط بارودي، هنا الجُسيمات محروقة لداخل اللحم. |
| Bunun gibi bir hayvanın saatlerce yüzecek kadar güçlü olması gerekirdi. | Open Subtitles | حيوان مثل هذا يجب أن يكون قوياً بما يكفي ليسبح لساعات. |
| O yerleşim yerlerinde yaşayan birinin burada duruyor olması gerekirdi. | TED | شخص يقطن في مستوطنة هو من يجب أن يكون مكاني هنا |
| Birinci ve ikinci kalede adam olması gerekirdi. | Open Subtitles | يجب أن يكون هناك شخص في النقطة الاولى والثانية الآن |
| Dilimin mavi olması gerekirdi ama mavi olmadı, değil mi? | Open Subtitles | أحقا لساني يجب أن يكون أزرق ولكنه ليس كذلك |
| Burada olması gerekirdi ama değil. Bu da beni endişelendiriyor. | Open Subtitles | من المفترض أن يكون هنا ، وعدم وجوده يغيظني |
| Burada olması gerekirdi ama değil. Bu da beni hala endişelendiriyor. | Open Subtitles | من المفترض أن يكون هنا ، وعدم وجوده يغيظني |
| Benim yanımda olması gerekirdi. | Open Subtitles | لم يكن من المفترض أن تكون مع شخص آخر , كان من المفترض أن تكون معي أنا |
| Çok havalı. Sadece çarpma noktasındaki kemiklerin kırılmış olması gerekirdi. | Open Subtitles | أتعلمون شئياً, من المفترض أن تكون العظام المكسورة في منطقة تلقي صدمة السقوط |
| Bunun 2001 müziği olması gerekirdi, | Open Subtitles | كان من المفترض أن نقوم بتشغيل موسيقى فيلم اوديسى الفضاء 2001 |
| Her şeyi sıkıştırmamış. İki katı olması gerekirdi. | Open Subtitles | لم أقم بضغط كل الملف عليه أن يكون ضعف هذا الحجم |
| Barnsby'nin gelmiş olması gerekirdi. Hangi cehennemde acaba? | Open Subtitles | كان ينبغي أن يكون بيرنسبى هنا الآن أين هو ؟ |
| Bugünün, hayatımın en mutlu günü olması gerekirdi. | Open Subtitles | من المفترض ان يكون هذا اليوم أسعد أيام حياتي |
| Ve bunun aslında hikayenin sonu olması gerekirdi. | Open Subtitles | وتلك كانت يجب أن تكونَ نهاية الموضوع لكن اليوم التالي |
| Biraz var. Ama tam bir at delisi. Zaten öyle olması gerekirdi. | Open Subtitles | بعض المال، لكنها مهووسة بالخيول، عليها أن تكون كذلك. |