| O kendi çocuğunu terk etti. Anne olmayı hak etmiyor. | Open Subtitles | لقد تخلت عن طفلتها، إنها لا تستحق أن تكون أم |
| Kadınınla mı halledersin yoksa Jake ile halledersin, bilemeyeceğim ama benim kızım bu işe dahil olmayı hak etmiyor. | Open Subtitles | لا يهم إن أصلحتَ الأمر مع فتاتك (أو مع (جايك وذلكَ لأنَّ إبنتي لا تستحق أن تتورط بهذا الأمر |
| Kadınınla mı halledersin yoksa Jake ile halledersin, bilemeyeceğim ama benim kızım bu işe dahil olmayı hak etmiyor. | Open Subtitles | لا يهم إن أصلحتَ الأمر مع فتاتك (أو مع (جايك وذلكَ لأنَّ إبنتي لا تستحق أن تتورط بهذا الأمر |
| O herif burada olmayı hak etmiyor. | Open Subtitles | ـ هيا بنا. ـ إنه لا يستحق أن يتواجد هنا. |
| Bu yılan huzurunda olmayı hak etmiyor. | Open Subtitles | هذا الافعى لا يستحق أن يتواجد في حضورك |
| Orada olmayı hak etmiyor. Burada benimle olmayı hak ediyor. | Open Subtitles | . أنه لا يستحق أن يكون هناك . أنه يستحق أن يكون هنا معي |
| Zavallı şey kilitli olmayı hak etmiyor. | Open Subtitles | يا لها من مسكينة, لا تستحق أن تُحجز |
| Charlotte'un tüm bunların arasında olmayı hak etmiyor. | Open Subtitles | إنها محقة، (تشارلوت) لا تستحق أن يشملها ذلك. |
| Senin yanında olmayı hak etmiyor! | Open Subtitles | إنها لا تستحق أن تكون بجانبك. |
| Baba olmayı hak etmiyor demiyorum... | Open Subtitles | انا لا أقول انه لا يستحق أن يكون أباً |
| Başkan olmayı hak etmiyor. | Open Subtitles | لا يستحق أن يكون رئيساً، بوسعكم .. |
| Bu adam başkan olmayı hak etmiyor. | Open Subtitles | -هذا الرجل لا يستحق أن يكون رئيساً |