| Senden bunu duymak için hapiste olmaya değer. | Open Subtitles | إن لى قلباً يا ريت أتعلمين، الأمر يستحق أن أكون في السجن لأسمع منك هذا |
| Gençliğe sahipsiniz, dünyada sahip olmaya değer tek şey. | Open Subtitles | إن لديك شباب رائع ، و هو الشئ الوحيد الذي يستحق أن تمتلكه |
| Dünyada sahip olmaya değer tek bir şey vardır, ve o da gençliktir. | Open Subtitles | أن هناك شيئاً واحداً يستحق أن تمتلكه في هذه الدنيا ، ألا وهو الشباب |
| Bu gerçekten beklemiş olmaya değer bir ayrıcalık kuzen. | Open Subtitles | هذا حقا إمتياز يستحق أن ينتظر الإنسان لأجله يا بنت العم |