| Onu Meksika sınırından geçiren adam ona ihanet etti. | Open Subtitles | خانه الرجل الذي هربه عبر الحدود الكسيكية | 
| Çok zeki bir adamdı, ama vücudu ona ihanet etti. | Open Subtitles | لقد كان رجل رائع لكن جسمه خانه | 
| Belki de suç ortağıydı, Irwin ona ihanet etti ve... | Open Subtitles | ربما كان شركاء في الجريمة، و(أروين) خانه | 
| Ne yazık ki çocuk ona ihanet etti ve fotoğrafı tüm okula yaydı. | TED | ولسوء الحظ، فقد خانها وأرسل صورها إلى جميع من في المدرسة بأكملها. | 
| Ama şimdi biriniz ona ihanet etti... ve ondan bir şey çaldı... bir anahtar. | Open Subtitles | والآن واحد منكم خانها وسرق شيئاً منها مفتاح | 
| Evet, Akechi Akechi Mitsuhide... 15 yıl önce ülke birleşince, Nobunaga ile yakınlaştı ve sonra ona ihanet etti. | Open Subtitles | ... (نعم , (أكيتشي ... (أكيتشي ميتسوهايد) , قبل 15 سنة , بعد توحيد البلاد ... أصبح مقرباً إلى (نوباناغا) ومن ثمّ خانه | 
| Jimmy ona ihanet etti. O da Chloe'nin peşinden gitti. | Open Subtitles | خانه (جيمي)، فسعى إلى (كلوي). | 
| Frank ona ihanet etti. | Open Subtitles | فرانك لاحقاً خانها | 
| Demek ki, Shokichi ona ihanet etti. | Open Subtitles | (إذن لقد خانها (شوكيشي |