| Postallarını artık Ona ihtiyacı olmayan bir düşman askerinden almıştı. | Open Subtitles | لقد أخذ جزمته من عدو لم يعد يحتاجها بعد الآن | 
| Ona ihtiyacı olup iğne ipliğine bağlı bir ülkesi olan biri değil. | Open Subtitles | وليس مع فناة يحتاجها شعبها ومربوط في عنقها مثير للسخرية، أليس كذلك؟ | 
| Belki de etrafındaki insanlar, ona, ihtiyacı olan sevgi ve desteği sağlayamıyordur. | Open Subtitles | ربما كان الناس من حوله لا يوفّرون له الحب والدعم الذي يحتاجه | 
| Bizim işimiz, bu adama, ihtiyacı olduğunu bilmediği ama ihtiyacı olan şeyi bulmak, Ona ihtiyacı olduğunu ve ona çare olabilecek tek kişinin biz olduğunu göstermek. | Open Subtitles | إنه عملنا أن نجد الشيء الذي لا يعرف هذا الشخص أنه يحتاجه ولكنه يحتاجه ونتأكد أنه يعلم أنه يحتاجه وأننا الوحيدون الذين يمكنهم تقديم الإجابة له | 
| Ama onu öldürmüyor. Beslenmek için Ona ihtiyacı var. | Open Subtitles | ولكنه لا يقتله، فهو بحاجة له ليتغذى خلاله | 
| Dave Jake'i kayırmıyormuş. Ona ihtiyacı varmış sadece. | Open Subtitles | ديف " لم يفضل " جيك " كان " يحتاج إليه فقط | 
| Yaptığı şeye inanıyorum, şehrin Ona ihtiyacı olduğunu düşünüyorum. | Open Subtitles | أؤمن بالشيء الذي يفعله وأؤمن بأنّ المدينة بحاجة إليه | 
| Artık Ona ihtiyacı kalmamıştı. | Open Subtitles | لم يعد بحاجة لها | 
| Ona ihtiyacı olan sensin. | Open Subtitles | انه أنت من نحتاجه بشدّه | 
| Ve bu, herkesin yaranın ilerlemesini izleyebilmesi ve doktorla, hastayla ya da Ona ihtiyacı olan kişiye kablosuz bir bağlantı üzerinden iletilebilmesidir. | TED | وماذا يفعل هذا هو أن أي شخص يمكنه مراقبة تقدم الجرح، ويمكن أن تنتقل عبر اتصال لاسلكي إلى الطبيب، المريض أو من يحتاجها. | 
| Bu yüzden Ona ihtiyacı olan tedaviyi sağlamalıyız. | Open Subtitles | يحتاج معالجة هو ليس له دخل لذا نحن سنعطيه تعرف المعالجةالتي يحتاجها | 
| Ona ihtiyacı olduğunu söylüyorum, plan yapmak, koordine etmek, tehditleri algılamak ve onların üstesinden gelmek için. | Open Subtitles | انا اقول انه يحتاجها, للتخطيط, والتنسيق, لتحديد التهديدات والتعامل معها. | 
| Ona yardım edebilirdik, ve tamam belki dünyanın Ona ihtiyacı var. | Open Subtitles | يمكننا أن نساعده, و أنا أعرف أن العالم يحتاجه | 
| Ona ihtiyacı olanı verebilirim, ama nolursa olsun yine de altından kalkması zor belaya girecek. | Open Subtitles | أستطيع منحه ما يحتاجه لكن مهما يحدث سيكون في ورطة حقيقية | 
| Umarım geri döner. Broncos'un Ona ihtiyacı var. | Open Subtitles | أتمنى أن يعود فريق البرونكوس بحاجة له | 
| Çünkü iletişim kurması için Ona ihtiyacı yoktu. | Open Subtitles | لأنّه لمْ يكُ بحاجة له ليتّصل | 
| Ona ihtiyacı olmadığı halde Tim'e iş verdi. | Open Subtitles | أعطى تيم عملا رغم انه لا يحتاج إليه | 
| Ona ihtiyacı olmayan birine ihtiyacı var. | Open Subtitles | إنّه يحتاج شخص لا يحتاج إليه | 
| Tabii ki de peşindeyim. Park'ın Ona ihtiyacı var. | Open Subtitles | بالطبع، لأن المتنزه بحاجة إليه. | 
| Ailenin Ona ihtiyacı var. | Open Subtitles | العائلة بحاجة لها | 
| Ona ihtiyacı olan sensin. | Open Subtitles | انه أنت من نحتاجه بشدّه | 
| Dahası da var. Carter bizim reisimizdir. Halkımızın Ona ihtiyacı var. | Open Subtitles | هذا وأكثر، كارتر زعيمة وشعبنا يحتاج لها | 
| Kardeşler arasında bir bağ vardır. Ya Booth'un kardeşinin de Ona ihtiyacı varsa? | Open Subtitles | هناك رابطة بين الأشقاء، ماذا لو إحتاجه شقيق (بوث)؟ |