| Stan bir şey demez. Bu yüzden ona para ödüyorsun. | Open Subtitles | ستان ، سيرفض بالتأكيد ، لهذا تدفع له المال |
| Fakat giderken ona para verdim, çünkü Riverdale' ydım... ...bu nedenle ondan daha çok param vardı. | TED | ولكن قدمت له المال لأنني كنت من ريفرديل حيث أملك مالا أكثر منه |
| Kadının biri, babanın ona para gönderdiğini söylüyor. | Open Subtitles | ثمة امرأة تقول إن والدك كان يرسل لها المال |
| Sonrada gidip onu buldum ve bizimle yemek yemesi için ona para teklif ettim. | Open Subtitles | ذهبت ووجدته، وعرضت عليه المال ليأتي ويتناول العشاء معنا |
| Hiç. Sadece ona para borçlu olduğunu. | Open Subtitles | قال أنك مدين له بمال. |
| Bu adam insanları para için öldürür... ve birileri de sizi öldürmesi için ona para verir. | Open Subtitles | هذا الرجل يقتل لأجل المال وشخص ما دفع له لقتلكم |
| Şahsen ona pek güvenmiyordum bu yüzden de ona para ödedim ama yine de hoşnut değil. | Open Subtitles | لماثقبه بصفهخاصه، لذلك دفعت له جيدآ ولكنه غير مبسوط |
| Size katılmıyorum, efendim. ona para ödedim ve yemeğe çıkardım. | Open Subtitles | انا اختلف معك,يا سيدي.لقد دفعت لها لكي أخذها لتناول العشاء. |
| İkincisi, ona para vermeseydim şu anda hapiste olurdun. | Open Subtitles | ثاني شيء إذا لم أدفع له لكنت في السجن الآن. |
| Anlıyor musun, hayatımız boyunca ona para verip duracağız. | Open Subtitles | سوف نظل ندفع له ما تبقى من حياتنا |
| ona para vermeyi kabul edip, mutfakta buluşmayı önerdin. | Open Subtitles | وقد وافقت على ان تدفع له, واقترحت لقائه فى المطبخ, |
| Öyle değil, ona para veriyorsun. Konuşmak zorunda. | Open Subtitles | كلا، أنت تدفع له المال، هو مضطر للحديث إليك. |
| Şirketler test edilmemiş ilaçlarını test etmesi için ona para veriyor. | Open Subtitles | تدفع له شركات الأدوية لتختبر الأدوية التي لم تختبرها |
| Özel ihtiyaçları olan insanlar, bu ihtiyaçlarını karşılayabilecek insanlarla iletişime geçmesi için ona para ödüyor. | Open Subtitles | الاشخاصُ اصاحب الاحتياجات المحددة يدفعون له المال ليوصلهم لأشخاص يستطيعون تلبية تلك الحاجات |
| ona para kazandırdıkça şirketi kimin yönettiği umrunda değildir. | Open Subtitles | هو لا يهتم بمن يدير الشركة طالما تصنع له المال. |
| Bu Vera Markham'ı ve Grayson'ın neden ona para ödediğini bulun. | Open Subtitles | "عليك أن تجد "فيرا ماركهام وسبب دفع "جريسون" لها المال |
| Bebeği doğurması için ona para yolladım, ama aylar sonra, hastaneden çocuğumun olduğunu ve annesinin onu bıraktığını haber aldım. | Open Subtitles | أرسلت لها المال للإحتفاظ بالطفل, لكن بعد أشهر, حصلت على مكالمة من المستشفى ليقولوا لي طفلتي ولدت لكن تخلّت عنها والدتها. |
| Demek ona para veriyordun. | Open Subtitles | اذا فانت كنت تدفع لها المال |
| Ve hastane yardım yemeğinde, eşin olması için ona para teklif ettin. | Open Subtitles | , و في حال الاستضافة عرضت عليه المال لكي يكون رفيقك |
| Hiç. Sadece ona para borçlu olduğunu. | Open Subtitles | قال أنك مدين له بمال. |
| Diyor ki "Parabolis, taşları Nil'e atması için ona para vermiş" | Open Subtitles | يقول ان آرتيفيس دفع له ليرمي الأحجار في النيل |
| Erkek arkadaşınla sevişmesi için ona para verdin ve sonra da fotoğraflarını çektin. | Open Subtitles | دفعت له النقود مقابل مضاجعة حبيبك بعدئدٍ قمت بتصوير الأمر. |
| Bayan White. Bence ona para verdiniz. | Open Subtitles | أعتقد أنك قد دفعت لها ما الذي كانت تفعله هناك ؟ |
| ona para verip ondan kurtulmaya çalıştım. | Open Subtitles | لقد حاولت أن أدفع له المال وأتخلص منه |
| - Ne sikime ona para ödüyoruz? | Open Subtitles | ما الذي ندفع له من اجل بحق الجحيم؟ |
| ona para vermek istersen haberim olsun; ben de kartı alırım. | Open Subtitles | إن أردتَ أن ترسل لها مالاً أخبرني أن أشتري الظّرف. |
| Şimdi ona para ve güç verip dünyayı bizim bakış açımızdan görmesini sağlayacağız. | Open Subtitles | , أعطيه المال و السلطة . سيرى العالم من وجهة نظرنا |
| Pekâlâ, ona para vermek ya da onu öldürmek zorunda değildim. | Open Subtitles | لم أكن مضطرة لدفع المال له أو قتله |
| Bunu söylemesi için ona para verdim. | Open Subtitles | قد دفعتُ لها لتقول ذلك |