| Ama o, Tino. Herkes Ona sahip olabilir. Anlamıyor musun? | Open Subtitles | ولكن يُمكن لأي شخص الحصول عليها هل تفهم ذلك ؟ |
| Ona sahip olamazsın. Bir denizciyle beraber. | Open Subtitles | .لا يمكنك الحصول عليها .فهي على علاقة بجندي |
| Ona sahip olamazsa, yüreği parçalanacak sanıyordu. | Open Subtitles | شعر ان قلبه سوف ينفجر إذا لم يستطع الحصول عليها |
| Ona sahip olan kişi eşit takas ilkesinden muaf tutulur ve birşey elde etmek için başka birşey feda etmesi gerekmez. | Open Subtitles | الشخص الذي يستطيع الحصول عليه لا يعود أبدا خاضعا لقانون حفظ الماده و ليس عليه أن يضحي بشئ ما لكي يحصل على شئ في المقابل |
| Bu her neyse Ona sahip olacaklarını sanıyorlar. | Open Subtitles | هذا ما يظن هؤلاء الاولاد بأنهم يستطعيون الحصول عليه |
| Demek istediğim, eğer cidden isterseniz, Ona sahip olabilirsiniz. | Open Subtitles | أقصُد، إن أردتُها حقاً، فبمقدورك أن تحظى بها. |
| Onun gözlerine baktığım an, Ona sahip olmam gerektiğini biliyordum. | Open Subtitles | في الحظة التي وضعت أعيني عليها عرفت بأنني لابد أن أحصل عليها |
| İşlemden çıkar çıkmaz Ona sahip olursun. | Open Subtitles | سوف تحصل عليه أقرب كلما تقدمنا فىأستجوابه. |
| Ona sahip değildik. | Open Subtitles | لم نحصل عليه |
| - Sana dürüst olmam gerek. Onu seviyoruz. - Ama Ona sahip olamayız. | Open Subtitles | لأكون صادقاً معها، نحن نحبها لكن لا نستطيع الحصول عليها |
| İkinci teklifimiz ve anlaşmanın parçası olarak Ona sahip olabilirsiniz. | Open Subtitles | حسن، يمكنك الحصول عليها كجزء من الصفقة جزء من عرضنا الثاني |
| Şans, sırtını döndüğün güzel bir kadındır çünkü Ona sahip olamayacağını bilirsin. | Open Subtitles | الحظ مرأة جميلة ابتعدت عنها بسبب انك تعرف انه من الصعب الحصول عليها |
| Ve kocasını öldürmeden Ona sahip olmayı başarmıştım. | Open Subtitles | و نجحت فى الحصول عليها بدون قتل زوجها |
| "Şimdi Ona sahip olabilirsin çünkü başı kayıp." | Open Subtitles | "الآن بإمكانك الحصول عليها لأن رأسها قد أُزيل." |
| Sofya'ya kur yaparken öyle genç, öyle saftı ki Ona sahip olmak imkânsız gibi geliyordu. | Open Subtitles | أترى ، عندما أعجبت بصوفيا... ... كانت شابة جدا ونقية جدا... ... كان يبدو من المستحيل أن أستطيع الحصول عليها. |
| Bir bakıma, bir şeyin üzerine adını yazmak Ona sahip olabileceğin manasına gelmiyor. | Open Subtitles | أتضح أنه تسميتك لشيئ لا يعني أنك تستطيع الحصول عليه |
| Kendini kandırma, Ona sahip olamazsın. Bir satıcı kız? | Open Subtitles | لا تخدعي نفسكِ , لن تستطيعي الحصول عليه , أنتِ فتاة متجر |
| Her ne kadar önceki hayatınızla ilgili bir şey saklamak isteseniz de, bir noktadan sonra bir daha Ona sahip olamayacağınızı bilmek çok acı verici olur. | Open Subtitles | بقدر ما قد تريد الاتصال بماضيك هنا تأتي النقطة عندما تتذكر دائما أن الشيء الذي لا تستطيع الحصول عليه أبدا مؤلم كثيرا |
| Ona sahip olmalıydın çözmeliydin. | Open Subtitles | كان يجب عليك أن تحظى بها تفكَّ غلافها |
| Ona sahip olmama izin vermedin ve ben de Fiona'ya sahip olmana izin vermeyeceğim. | Open Subtitles | لم تدعني أحصل عليها ولن أدعك تحصل على فيونا |
| Ona sahip olanlar, sanki onu istemiyormuş gibiydiler. | Open Subtitles | الناس التي تحصل عليه يبدو أنها لا تريده, |
| Ona sahip değiliz. | Open Subtitles | لم نحصل عليه |
| Ona sahip çıkmayacak. Arabamın anahtarları o ceketin içindeydi. | Open Subtitles | ـ إنه لم يذهب للمنزل و لن سيحتفظ بهِ ـ مفاتيح سيارتيّ في ذلك المعطف |
| Ona sahip olan hazineye de sahip olur. | Open Subtitles | ومن يمتلكه هو مالك الكنز |
| Biliyorum, Ona sahip olduğunda benim sadece onu istediğimi düşünüyordun. | Open Subtitles | أَعْرفُ بأنّك فكّرتَ أنا أردتُها فقط لأن كَانَ عِنْدَكَها. |
| Ona sahip olduğum sürece, her şeyin iyi olacağını düşündüm. | Open Subtitles | ظننت أنني إذا أبقيتها معي طوال الوقت فكل شيء سيكون على مايرام |
| Yatay desenleri gördün ve Ona sahip olmak istedin. | Open Subtitles | رأيت الإسكالوب العرضي وأردت إمتلاكها على الفور |
| Ona sahip olacağım. | Open Subtitles | سأضاجعه |