| Ben heyet onaylı bir enfeksiyon hastalıkları uzmanıyım. | Open Subtitles | علي الجانب الآخر أنا متخصص مرخص من الهيئة في الأمراض المعدية |
| - onaylı olmak istiyorum. | Open Subtitles | لقد قلت لجينا ان تنضم إلينا ، اريد ان اكون موثق |
| Bu diş fırçası Amerikan Diş Kurumu onaylı mı? | Open Subtitles | هل فرشاةِ الأسنان صدّقتْ بجمعيةِ الأسنانِ الأمريكيةِ؟ |
| Ne progesteron, ne estradiyol ne de devlet onaylı herhangi bir hormon var. | Open Subtitles | " ليس هناك " البروجيتسون " إكسبودايو أو أي هرمونات موافق عليها حكومياً |
| Bu mahkeme onaylı bir yetki belgesi bu sefer seni hayal kırıklığına uğratmayacağız. | Open Subtitles | هذا تفويض مصدّق من المحكمة، لن نخيب أملك هذه المرة. |
| Senin belirlediğin fiyat limiti, şirket onaylı bir rakam değil. | Open Subtitles | أنك عرضت سعر لم يوافق عليه من قبل مدير المكتب |
| Ayrıca hükümet onaylı Federal gelir vergisinin bankerlerin küresel komplolarını desteklemek için bir hırsızlık olduğunun farkında mısın? | Open Subtitles | أنت تعلم أيضاً أنّ عائدات الضرائب الفيدراليّة عبارة عن سرقة مُصدّق عليها من قبل الحُكومة الغرض منها دعم مُؤامرة عالميّة لمصرفيين؟ |
| Ulusal Parapsikoloji Konseyi'nce onaylı bir sertifakası var"? | Open Subtitles | مصادق عليه من طرف المجلسي الوطني الروحي؟ |
| onaylı yapılırsa, evet. | Open Subtitles | ان كانت محظورة غالبا و ان لم تكن؟ |
| Hayır o, onaylı, profesyonel, beş yıldızlı bir bebek bakıcısıdır. | Open Subtitles | لا لا إنها كأكثر شخص مرخص , مهنية من فئة الخمس نجوم جليسة أطفال |
| Öğrenciler, eyalet onaylı konuşmacımız bize bedenimizi anlatmaya geldi. | Open Subtitles | حسناً أيها الطلاب، متحدثٌ مرخص من الولاية موجودٌ هنا ليخبرنا عن أجسادنا |
| Bu, 3 hafta önce müvekkilimin tüm kiracılara gönderdiği onaylı ihbarname. | Open Subtitles | هذهِ نسخة من خطاب موثق من عميلي لباقي المستأجرين مُنذُ ثلاث أسابيعٍ مضت، |
| "Tüm yıkımlar, kiracılara onaylı şekildeki ihbarname ile bildirilmelidir." | Open Subtitles | "مطلوب من أن يتم إعلام المستأجرين بكل أعمال الإصلاح بواسطةِ خطابٍ موثق". |
| Bu onaylı ihbarname mi değil mi? | Open Subtitles | أهذا خطابٌ موثق أمْ لا؟ |
| Bu diş fırçası Amerikan Diş Kurumu onaylı mı, biliyor musun? | Open Subtitles | هل الفرشاةِ صدّقتْ بجمعيةِ الأسنانِ الأمريكيةِ؟ |
| Kadın çalışanlar için 12 onaylı saç stilinden birisi. | Open Subtitles | انها واحدة من 12 تسريحة موافق عليها للنساء العاملات . |
| Görünmez engel, ön onaylı. | Open Subtitles | المانع المخفي، قَبْلَ مصدّق. |
| Manyetize pantolon, ön onaylı. | Open Subtitles | (صيحات) الملابس الداخلية المُمَغنَطة! قَبْلَ مصدّق. |
| Senin belirlediğin fiyat limiti, şirket onaylı bir rakam değil. | Open Subtitles | أنك عرضت سعر لم يوافق عليه من قبل مدير المكتب |
| Ayrıca hükümet onaylı Federal gelir vergisinin bankerlerin küresel komplolarını desteklemek için bir hırsızlık olduğunun farkında mısın? | Open Subtitles | أنت تعلم أيضاً أنّ عائدات الضرائب الفيدراليّة عبارة عن سرقة مُصدّق عليها من قبل الحُكومة الغرض منها دعم مُؤامرة عالميّة لمصرفيين؟ |
| FDA onaylı sayılmaz yani. | Open Subtitles | وليس و كأنه مصادق عليه من إدارة الأغذية و الأدوية |
| onaylı yapılırsa, evet. | Open Subtitles | ان كانت محظورة غالبا |