| Hem bilginize, duvarlarımızın içinde ölü rakunlar var ama Onları bulmak için para biriktiriyoruz. | Open Subtitles | ولمعلوماتك ، بحوائطنا مجموعة من حيوانات الراكون الميتة ، لكننا ندخر المال للعثور عليهم | 
| Saldırıya geçmelerinden önce Onları bulmak için bir şansımız var. | Open Subtitles | فلدينا فرصة للعثور عليهم قبل أن ينفذوا الهجوم | 
| Onları bulmak için hala fırsatımız var. | Open Subtitles | لا زالت لدينا فرصة جيدة حقاً للعثور عليهم | 
| Onları bulmak için kulise gitmemiz gerekecek. | Open Subtitles | لنجدهم علينا الذهاب إلى الكواليس | 
| Yani, yer altına inmeden önce Onları bulmak için ufak bir penceremiz var. | Open Subtitles | أذاً لدينا نافذةٌ صغيرة لنعثر عليهم من خلالها قبل أن يختفوا | 
| Japon polisi Onları bulmak için herseyi yapıyor. | Open Subtitles | وتبذل الشرطة اليابانية أقصى جهدها لإيجادهم | 
| Öyle gizlemiştim ki Onları bulmak için zaman gerekiyordu. | Open Subtitles | كما ترين، لقد كانوا مُخبئين بشكل جيد لدرجة أنني أحتجتُ لمزيد من الوقت للعثور عليهم. | 
| Onları bulmak için bütün ülkeyi dolaşırdı. | Open Subtitles | وقال انه دفع في جميع أنحاء البلاد للعثور عليهم. | 
| Onları teslim etmeyi teklif ettiniz ancak Onları bulmak için hiçbir şey yapmıyorsunuz. | Open Subtitles | كنت قدمت عرضا لتسليمهم ولكنك لا تفعل شيئا حتى الآن في محاولة للعثور عليهم | 
| Onları bulmak için kullan. | Open Subtitles | استخدميها للعثور عليهم | 
| Onları bulmak için beraber çalışacağımızı söyle. | Open Subtitles | -أخبره أننا سنعمل سوياً لنجدهم | 
| Yani, Onları bulmak için yaklaşık bir saatimiz var. | Open Subtitles | لذا لدينا ساعة لنعثر عليهم | 
| Onları bulmak için oraya gittim ve buldum da! | Open Subtitles | ذهبت إلى هناك لإيجادهم وقد وجدتهم | 
| Onları bulmak için buraya bir ekip göndermeliyiz fakat bu da Mars'ı ziyaretten bile daha pahalı ve riskli olacaktır. | Open Subtitles | لإيجادهم , علينا إرسال رحلة إلى هنا رحلة ستكون محفوفه بالمخاطر "وأكثر تكلفة من زيارة "المريخ |